Page 99 - Layout 1
P. 99

tarih çevresi

         ve onun malu^ lu¨ beraberdir.” (I· bn Si^ na^ , 2017: 233).

         I· bn Si^ na^ ogˆ ulun ve binanın sırasıyla baba ve bina ustasından sonra devam ettigˆ inin sanılmasının
sebebinin gerc¸ ekte illetin ne oldugˆ unu bilmemekten kaynaklandıgˆ ını du¨ s¸ u¨ nu¨ r. Baba ve usta so¨ z konusu
malu^ llerin ne varlıgˆ ını su¨ rdu¨ rmelerinin ne de varlıklarının illeti degˆ ildir (I· bn Si^ na^ , 2017: 233). O halde I· bn
Si^ na^ ’ya go¨ re gerc¸ ek illetler, malu^ lle birlikte olanlardır. Malu^ lden o¨ nce gelen illetler ya bil-araz ya da yardımcı
illetlerdir. Binanın ve insanın gerc¸ ek anlamda fail illetleri su^ retleri veren Faal Akıl ve Tanrı’dır (Richardson,
2013: 231). O halde

         “Binanın s¸ eklinin illeti, toplanmadır; toplanmanın illeti ise toplananların dogˆ aları ve bunların bir
         araya gelip olus¸ tukları s¸ ey u¨ zerinde sabit olmalarıdır; bunun illeti de dogˆ aların ayrık-fa^ il sebebidir.
         C¸ ocugˆ un illeti, su^ retleri veren sebepten dolayı c¸ ocugˆ un su^ retinin, maddesiyle birles¸ mesidir…O¨ yleyse
         illetlerin malu^ llerle birlikte oldugˆ unu go¨ rmekteyiz.” (I· bn Si^ na^ , 2017: 234).

         Burada baba ve ins¸ aatc¸ ı, sırasıyla c¸ ocuk ve binanın gerc¸ ek fail illetleri degˆ ildir, aksine onlar binanın
ve c¸ ocugˆ un varlıgˆ ı ic¸ in yardımcı fail illetlerdir. Onların fiilleri bina ve c¸ ocugˆ un varlıgˆ ına katkı sagˆ lamaktadır.
I· bn Si^ na^ ’ya go¨ re Ay-altı A^ lemdeki varlıkların var olus¸ nedeni en yakın fail illet olan Faal Akıl ve nihai fail illet
olan Tanrı’dır (Richardson, 2015).

         Fail bir yo¨ nden gayenin sebebiyken, gaye de bir yo¨ nden failin sebebidir. Gayenin varolus¸ u meydana
getirmesiyle fail gayenin sebebi olur. Fail ise ancak gaye ic¸ in fiilde bulunur, dolayısıyla gaye, faili fail olmaya
hareket ettirir. Fail, gayenin mahiyetinin dıs¸ du¨ nyadaki varlıgˆ ının nedenidir. Gaye ise hem failin fail olus¸ u hem
de onun neden olus¸ unun nedenidir (I· bn Si^ na^ , 2014: 83). Fail illetten u¨ stteki s¸ eyin, mutlak ve ayrımlas¸ mamıs¸
varlıgˆ ı daha as¸ agˆ ıdaki bir s¸ eye vermesini ac¸ ıklarken, gaye illet ise, bir s¸ eyin tam var olus¸ una veya yetkinligˆ ine
ulas¸ ması ic¸ in bir s¸ eyin mahiyetini o s¸ eye vermesi olarak tanımlanabilir. O¨ rnegˆ in Faal Akıl bir yo¨ nden benimle
fail illetin eseriyle ilis¸ kiye gec¸ mesi gibi ilis¸ kiye gec¸ er. Faal Akıl benim cevheri su^ retini yani insanlıgˆ ımı
feyzederek bana mutlak varlıgˆ ımı vermis¸ tir. Dolayısıyla Faal Akıl benim varlıgˆ ımın fail illetidir. Digˆ er bir
yo¨ nden ise Faal Akıl benimle, gaye illetin eseriyle ilis¸ kiye gec¸ tigˆ i gibi ilis¸ kiye gec¸ er. Zira o, sahip oldugˆ u
ebedi^ likle, benim onu taklit etmemi ve kendi ferdi o¨ lu¨ msu¨ zlu¨ gˆ u¨ mu¨ kazanmak ic¸ in bir model sagˆ lar (Wisnovsky,
2010: 235).

         I· bn Si^ na^ ’nın varlık ve mahiyet arasında ayrım yapmasının temelleri Yeni- Platonculuk’a dayanmaktadır.
Hem Yeni-Platoncuların hem de I· bn Si^ na^ ’nın yaptıgˆ ı bu ayrımın temelinde fail ve gaye illetin o¨ ncelik-sonralık
bagˆ lamında rekabetinden kac¸ ınmak vardır. C¸ u¨ nku¨ hem gaye illet hem de fail illet herhangi bir x varlıgˆ ının faklı
yollardan ac¸ ıklamalarını bize verirler (Wisnovsky, 2002: 107). Fail illet, eseriyle birlikte ya da eserinden o¨ nce
zihin dıs¸ ındaki du¨ nyada somut olarak mevcutken, gaye illet ise ya eseriyle beraber ya da eserinden sonra zihin
dıs¸ ı du¨ nyada somut olarak var olabilir ve hatta bezen gaye gerc¸ ekles¸ medigˆ inden gaye illet zihin dıs¸ ı somut

                                                               98
   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104