Page 103 - Layout 1
P. 103
tarih çevresi
cisimler olsun ister semavi^ cisimler olsun tu¨ m var olanların tek temel gayesi ve hareketi vardır ki bu Tanrı’nın
yetkinligˆ ine benzemektir. I· s¸ te gerc¸ ekte tu¨ m varlıklarda bulunan hareketin temel gayesi Tanrı’dır. Ayrıca I· bn
Si^ na^ her ne kadar varlıklarda bulunan hareket ilkelerinden bahsetse de Tanrı özellikle a^ s¸ ık olunan ve arzulanan
bir varlık olarak iradi^ hareketi olan varlıklarda hareketi uyarmaktadır. Dolayısıyla hareketin kaynagˆ ı tek başına
varlıklarda bulunan ilkeler degˆ ildir. Bu ilkeleri de harekete geçiren Tanrı’dır. I· bn Si^ na^ bir taraftan varlık
dünyasındaki dogˆ al süreçleri ac¸ ıklarken Aristotelesc¸ i geleneğe tutunmaya c¸ alıs¸ mıs¸ digˆ er taraftan ise Yeni-
Platoncu Tanrı anlayışını tu¨ m kozmolojisine uygulamıştır.
Genel olarak I· bn Si^ na^ ’nın kozmolojisini ele aldıgˆ ımızda o hem Aristotelesc¸ i hareket ilkelerini kendi
sitemine tas¸ ımaya c¸ alıs¸ mıs¸ hem de Yeni-Platoncu sudu^ r teorisini ve dolayısıyla Tanrı’nın hem fail ve gaye
illetligˆ ini sisteminde eritmeye c¸ alıs¸ mıs¸ tır. Yeni-Platoncular, Platon’un fail illet olarak is¸ lev go¨ rdu¨ gˆ u¨ Tanrı ile
Aristoteles’in gaye illet olarak is¸ lev go¨ rdu¨ gˆ u¨ Tanrı’sını uzlas¸ tırmaya c¸ alıs¸ mıs¸ lardır. Yeni-Platoncular, Tanrıyı
hem gaye hem de fail illet olarak kedine yeterli olarak tanımlamıs¸ lar ve aynı zamanda onun nedensel olarak
feyzedici oldugˆ unu ileri su¨ rmu¨ s¸ lerdir. I· bn Si^ na^ ise Yeni- Platoncu kozmoloji ile Aristoteles’i uzlas¸ tırma
c¸ abasındadır. I· bn Si^ na^ ’nın yaptıgˆ ı mahiyet ve varlık ayrımına, Yeni-Platoncu kozmik hiyerars¸ ide varlıkların
inis¸ ve yu¨ kselis¸ lerine uydurmus¸ , bu uydurma I· bn Si^ na^ ac¸ ısından Tanrı ic¸ in bir ikiligˆ e -Tanrı’nın hem fail hem
de gaye illet dolayısıyla da a^ leme hem as¸ kın hem de mu¨ dahil oldugˆ u- yol açmıştır.
I· bn Si^ na^ ’da maddi^ ve suri^ illetler Aristotelesc¸ i maddi ve formel nedenlerle aynıdır. I· bn Si^ na^ ’nın
Aristotelesc¸ i nedensellikten ayrıldıgˆ ı noktalar fail ve gaye illetler bakımındandır. Nitekim hareketin ve
durgunlugˆ un ilk ilkesi olarak tanımladıgˆ ı fail illet (etkin neden) anlayıs¸ ının ko¨ kenleri Aristoteles’e
dayanmaktadır. Fakat Orta C¸ agˆ Aristoteles takipc¸ ileri tarafından fail illete yaratıcı fiiller de eklenmis¸ tir. Tanrı’nın
yaratıcı bir etken olarak ortaya c¸ ıkması Yeni-Platoncu gelenekten alınmıs¸ tır. Onlara go¨ re ‘fail illet’ yaratıcı
fiillerde bulunmaktadır. I· bn Si^ na^ ise bu kavramsal degˆ is¸ ime bu¨ yu¨ k katkı sagˆ lamıs¸ tır. Fail illeti şeye varlık veren
bir neden olarak tasarlamıştır. Bu ise Zorunlu Varlık olan Tanrı’dır. Ancak onun fail illeti sadece metafiziksel
bir kavrayış¸ değildir, fail illetin aynı zamanda dogˆ al yo¨ nleri de bulunmaktadır. Yani fail illetin hem Tanrısal
(ilahi) hem de dogˆ al bir yönü¨ vardır. I· bn Si^ na^ fail illeti hem Tanrısal ve her tu¨ rlu¨ maddeden uzak hem de dogˆ al
nedenlere bas¸ vurarak ac¸ ıklamayı uygun bulmuştur. Bu bagˆ lamda I· bn Si^ na fail illetleri yardımcı (hazırlayıcı)
ve tamamlayıcı olmak u¨ zere ikiye ayırmıştır. Tamamlayıcı ilke s¸ eye varlık veren ilkedir.
O halde varlıgˆ ın hareketini tamamlayabilmesi için hem fiziksel bir su¨ rec¸ olan yardımcı fail illetin I· bn
Si^ na^ ’nın deyimiyle dogˆ al fail illetin olması gerekmektedir hem de metafizikc¸ ilerin anladıgˆ ı anlamda
tamamlayıcı bir fail illetin olması gerekmektedir. I· bn Si^ na^ ’nın kozmolojisini ele aldıgˆ ımızda o hem Aristotelesc¸ i
hareket ilkelerini kendi sitemine taşımaya çalışmış¸ hem de Yeni-Platoncu sudu^ r teorisini ve dolayısıyla Tanrı’nın
hem fail ve gaye illetligˆ ini sisteminde eritmeye c¸ alıs¸ mıs¸ tır.
102

