Page 61 - Layout 1
P. 61
tarih çevresi
Ayrıca bulaşıcı hastalıklar için de hastaları ayırmak ve tedavi etmek amacıyla bazı kurumlar
kurulmuştur. Bu uygulamaları cüzam başta olmak üzere birçok bulaşıcı hastalığın yaygın olduğu bölgelerde
görmek mümkündür.
İslamiyet’in yayılmasından önce ise bulaşıcı hastalıklara tahsis edilmiş birtakım kurumlar
bulunmaktaydı. Ancak buraları daha ziyade hastaların toplu olarak tutulduğu ve günlük gereksinimlerinin
karşılandığı adeta tecrit evleriydi.
İslam Dünyası’nda hastaneler sadece hastaların teşhis ve tedavilerinin yapıldığı yerler değil aynı
zamanda birer tıp okulu olarak karşımıza çıkar. Etki olarak 5. yüzyılda İran’da Nesturiler tarafından kurulan
Cundişâpur’da kurulan tıp okulunun etkisi hissedilir.
İslam Dünyası’nda ilk hastane 707 yılında Şam’da Emeviler döneminde kurulmuştur. Rivayete göre
Budist bir rahip olan Bermek adındaki hekim Emevi Halifesini tedavi için Şam’a gelir. Hükümdar Velid İbn
Abdülmelik onun sanatından etkilenir ve ona bir hastane kurdurur. Bu hastanede Hint etkisini görürüz.
İslam Dünyası’nda Coğrafya
Türk İslâm medeniyetlerinde en çok üzerinde çalışılan konulardan birisi coğrafyadır. İslâm
Dünyası’ndaki coğrafya araştırmaları başlangıçta Hint ve İran etkisi altında gelişmiştir. Yapılan ilk coğrafya
çevirileri İran tarihi coğrafyasına aittir. Daha sonra Mansur zamanında Sidhanta adlı eser Sanskritçeden
Arapçaya çevrilmiş ve muhtemelen İslâm coğrafyasında çok kullanılan Yeryüzünün yedi iklime bölümlenmesi
de bu eserle birlikte ortaya çıkmıştır. Buna karşılık Me‘mûn devrinde hiçbiri günümüze ulaşmamakla birlikte,
Antik Yunanlı astronom ve coğrafyacı Batlamyus’un Coğrafya adlı eserinin birkaç kez çevrilmesiyle Yunan
coğrafyası etkisi başlamış ve coğrafya astronominin bir dalı olarak görülmüştür. Coğrafya’nın elimize ulaşan
tek Arapça çevirisi ise Fatih Sultan Mehmet tarafından Trabzonlu Amirutzes’e yaptırılan çeviridir. Bu çeviri
Ayasofya Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
İslâm coğrafyacıları Yunancada “yerbilimi” ya da “yer çizimi” anlamına gelen coğrafya için daha çok
“Yer’in sureti” anlamına gelen “suretü’l-arz” ve “yollar ve memleketler” anlamına gelen “mesâlik ve’l-
memâlik” isimlerini kullanmışlardır. Müslümanların coğrafya çalışmalarında Batlamyus’un yanı sıra yine Antik
Yunanlı bir coğrafyacı olan Strabon’un Coğrafya’sı da etkin olmuştur.
İslam Dünyası’nda coğrafya çalışmalarının büyük kısmı tasviri ve fiziksel coğrafyaya ilişkindir. Tasviri
ve fiziksel coğrafya eserlerinin rağbet görmesinin bazı temel nedenleri vardır. Bunlardan birisi yönetime ilişkin
kaygılardır. İslâm toplulukları hâkimiyetleri altına aldıkları ülkeleri gereği gibi yönetebilmek ve vergi
toplayabilmek için buralardaki yerleşim birimlerinin sakinlerini, dinlerini, sayılarını, bilmek ihtiyacı
60

