Page 54 - Layout 1
P. 54

tarih çevresi

         İslâm Dünyası’nda İbn Sînâ’nın bu açıklamalarıyla birlikte, ayrıca 12. yüzyılda İbn Bacce ve İbn
Rüşd’ün yaptığı tartışmalar hareket kuramının Orta çağ’daki seyrini belirlemiş ve Batı Dünyası’nı etkileyerek
Aristoteles’in hareket kuramı üzerine değişik yorumların yapılmasına yol açmıştır.

         Fizikte mekanik alanının önemli konularından biri de boşluğa ilişkindir. Boşluk konusunu kuramsal
boyutuyla irdeleyen ise ünlü siyaset bilimcisi Fârâbî’dir.

         10. yüzyılın önemli bilim adamlarından ve filozoflarından olan Fârâbî, boşluk konusundaki kuramsal
görüşlerini Boşluk Üzerine adlı makalesinde aktarmıştır. Ona göre hava, çeşitli koşullar altında, çok değişik
hacimler işgal edebilir; içinde rutubet fazla olduğundan kabın şeklini alır ve cisimlerin boş bıraktığı bütün
mekânları her yöne doğru doldurur. Ancak hava bu durumda baskı altında kalır, baskı kalkınca eski konumuna
döner. Gerçekte havanın doğal bir hacmi vardır, basınçla bu hacim değişir. Hacmin değişmesi, üstündeki
basınçla orantılıdır. Ne kadar çok basınç olursa hacmi o kadar küçülür ve basınç kalkınca normal duruma dönüşü
de o kadar hızlı olur.

         Ona göre su ve hava komşuluk ilişkisine sahiptirler. Bunlardan biri bir yöne doğru hareket ederse diğeri
onu izler. Havası emilmiş bir şişenin suya daldırıldığında içine su girmesi bu komşuluk ilişkisinin bir sonucudur.
Dolayısıyla Fârâbî’ye göre şişenin içinde boş mekân oluşmamıştır. Böylece Fârâbî boşluğun suyu çekmesi
varsayımı yerine yeni bir varsayım ortaya koymuştur: Doğa boşluktan sakınır. Bu görüş daha sonra Batı’ya
geçmiş ve 13. yüzyılda Roger Bacon aracılığıyla yaygınlaşmıştır.

         İslâm Dünyası’nda fizik konusunda en çok çalışılan alanlardan birisi optiktir. Optik, ışık ve ışığa bağlı
olguları inceleyen bir disiplindir. Optik ya da geleneksel adıyla görme bilimi, belki de bütün zamanlar içerisinde
en görkemli gelişmesini İslâm Dünyası’ndaki çalışmalarla elde etmiştir.

         Bilim tarihçilerinin ortak kanısı bu disiplinin gerçek kimliğine İbnü’l-Heysem’in katkılarıyla
kavuştuğudur. Batılılarca Al-Haytham ya da Alhazen olarak tanınan Heysem’i ünlü bilim tarihçisi George
Sarton “bütün zamanların en büyük optikçisi” olarak tanımlar.

         Heysem optiği doğa felsefesinin odağına koyar. Optik Kitabı adlı eserinde doğrudan görme, yansımayla
görme ve kırılmayla görme şeklinde geleneksel olarak yapılanmış optik konularını modern döneme kadar
aşılamayacak şekilde detaylandırıp irdeler. Aynı zamanda renk, gökkuşağının oluşumu, karanlık oda gibi optik
olgularını da ele alır.

         Heysem’in bir diğer başarısı da “karanlık oda” kuralını bulmuş olmasıdır. Heysem, bir gün odadayken
pencere panjurlarındaki küçük bir delik boyunca ışığın gelişine dikkat eder. Işığın düz bir çizgi boyunca
yayıldığını, düzgün parlak ve beyaz bir nesne tarafından yansıtıldığını ve küçük bir aralıktan geçtiklerinde

                                                               53
   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59