Page 10 - Layout 1
P. 10

tarih çevresi

         Beklediği etkiyi yaratmayan ve yerleşik doğa felsefesi açısından büyük yenilikler içermeyen Hareket
Üzerine, Galileo’nun hareket konusuna duyduğu ilginin bir göstergesi olması bakımından daha fazla öneme
sahipmiş gibi görünmemektedir. Çünkü kitapta sergilediği düşüncelerin dikkate değer yönü Arkhimedes’in
matematiksel fizik anlayışını paylaşması ve özellikle de onun sıvıların dengesi üzerinde çalışırken keşfettiği
özgül ağırlığı, nesnelerin doğasını oluşturduğuna inanılan salt ağırlık yerine kullanmasıdır.14 Bu yüzden aslında
Aristotelesçi hareket kuramının ana çizgilerinden henüz kendisini koparamamış olan Galileo’nun bu kitapta
sergilediği düşünceler yine de bazı bakımlardan oldukça önem taşımaktadır. Çünkü kendisine kadar gelen
dönem içerisinde doğal ivmeli harekette, başka bir deyişle serbest düşmede, ağırlığın önemli bir rolünün olduğu
kabul ediliyordu. Galileo ise bunun doğru olmadığını ileri sürerek konuyu aydınlatmaya yönelik bazı
açıklamalarda bulunur. Açıklamalarında serbest düşme hareketinde nesnenin salt ağırlığının değil, özgül
ağırlığının önem taşıdığına ve özgül ağırlığı daha fazla olan nesnenin daha hızlı düşeceğine yer vermektedir.
Bu yaklaşım aslında Arkhimedes etkisinin açık göstergesidir. Bu durumda hareket nesnenin yoğunluğuna veya
hacmine bağlı olmaktadır. Kitabın birinci bölümünde şunları belirtmektedir:

         “İster yukarı ister aşağı doğru olsun, tüm doğal hareketin hareket eden cismin özündeki ağırlık ya da
         hafifliğin bir sonucu olduğunu daha sonra açıklayacağız. Bu nedenle, öncelikle bir şeyin başka bir
         şeyden daha hafif ya da daha ağır olduğunu ya da eşit derecede ağır olduğunu hangi temele dayanarak
         söyleyeceğimizi tartışmanın mantıklı olduğunu düşündük. Ve bunu bir karara bağlamak gereklidir,
         çünkü çoğu zaman daha hafif olanın daha ağır olarak adlandırıldığı ve bunun tersinin de olduğu
         görülür. Bu nedenle, bazen büyük bir tahta parçasının küçük bir kurşun parçasından daha ağır
         olduğunu söyleriz, ancak kurşun tahtadan daha ağırdır. Ve büyük bir kurşun parçasının küçük bir
         kurşun parçasından daha ağır olduğunu söyleriz, ancak kurşun kurşundan daha ağır değildir. Bu
         nedenle, bu tür tuzaklardan kaçınmak için, boyutları [yani hacimleri] eşit olduğunda, ağırlıkları da
         eşit olan iki maddeyi eşit derecede ağır olarak tanımlarız. Dolayısıyla, hacim olarak eşit ve ağırlık
         olarak da eşit olan iki kurşun parçasını ele alırsak, bunların eşit derecede ağır olduğunu söylememiz
         gerekir. Ve açıkça, bu nedenle, tahta ve kurşunun eşit derecede ağır olduğunu söylememeliyiz. Çünkü
         bir kurşun parçasıyla aynı ağırlıkta olan bir tahta parçası, hacim olarak kurşun parçasından çok daha
         fazla olacaktır.”15

         Çok açık ve seçik biçimde ağırlığın aynı doğaya ait nesnelerde eşit, farklı nesnelerde ise hacme göre
değişiklik gösterdiğini söylemektedir. Başka bir deyişle ağırlığı belirleyen hacimdir. Alıntılanan metnin

12 Aristoteles’in bilim anlayışı hakkında detaylı bilgi için bkz. Hüseyin Gazi Topdemir, “Aristoteles’in Bilim Anlayışı”,
Felsefe Dünyası, Sayı: 32, Ankara: Türk Felsefe Derneği, 2/ 2000, s. 23-36.
14 Richard S. Westfall, Modern Bilimin Oluşumu, Çeviren: İsmail Hakkı Duru, Ankara: TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları,
1994, s. 17.
15 Galileo Galilei, On Motion and On Mechanics, Comprising De Motu, Translated with Introduction and Notes by I. E.
D13raGbikrilnl, “MGaadlisleoon:aTndhePUlantoivneisrtsiictyMoeftWhoidsocolongsyin”,Psr.e5s0s,41-590650., s. 13.

                                                                9
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15