Page 78 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 78
tarih çevresi
mıştır (Akgüç, 1989: 11).
Osmanlı’nın son dönemlerindeki önemli devlet adamlarından biri olan Mithat Paşa tefecilere karşı çift-
çileri koruma amacıyla 1863 yılında Tuna vilayetinde “memleket sandıkları”nı kurdu. Bunlar 1883 yılında ise
“Menafi Sandıkları” adını aldılar. 1888 yılında ise yapısı modernize edilerek Ziraat Bankası hayata geçirildi.
İttihat ve Terakki döneminde de bankacılık ilk günlerinden itibaren önemli bir gündem oluşturmuş, birkaç banka
kurulmuştur. Fakat bütün bu bankalar öngörülen hedefleri gerçekleştirememişler, art arda gelen savaşlar içinde
kaybolup gitmişlerdir (Karabıyık, 2001: 11) Bankacılığın doğup gelişmesi için gerekli ekonomik koşulların el-
verişli olmamasının yanı sıra topluma egemen olan değer yargıları Osmanlı İmparatorluğu’nun tanzimata kadar
olan döneminde bugünkü anlamda, hele ulusal nitelikte bir bankacılık faaliyetine imkan vermemiştir.
5. Cumhuriyet Dönemi Bankacılığı
Cumhuriyetin ilanından sonra Türk Banka sisteminde göze çarpan temel özellik banka-kredi sisteminin
hala büyük ölçüde yabancı sermayenin denetimi altında bulunuyor olmasıydı. Cumhuriyetin ilk yılları ulusal
bankacılığın geliştirilmesine yönelik çabaların harcandığı yıllar olmuştur (Artun, 1984: 41-42). 1923 İzmir İk-
tisat kongresinde zamanın İktisat Bakanı “Kredi kuruluşlarından yoksun bir Türkiye ekonomik gelişimini yü-
rütemez ve daha uzun asırlar yabancılar için çalışan bir sömürge niteliğinden kurtulamaz” (Ökçün, 1968: 335)
diyerek bu çabaların temel gerekçesini dile getirmişti. Bu ifadeler Osmanlı döneminde ulusal sermaye ile ku-
rulan kredi kuruluşlarının yetersizliği ile yabancı bankaların devlete borç para verme, spekülatif döviz işlem-
lerinden büyük getiriler sağlama ve ülkemizde kurulmuş yabancı sermayeli işletmeleri kredilendirmeden başka
bir işlevleri olmadığı yolundaki kanaatlere dayanmaktaydı (Artun, 1980: 42).
1923 İzmir İktisat kongresinde ulusal bankacılığın geliştirilmesi yönünde alınan kararlar ciddi biçimde
hayata geçilmeye çalışıldı. Ziraat Bankası’nın sermayesi arttırıldı. 1924’te bir ticaret bankası olarak Türkiye İş
Bankası, 1925 yılında bir sanayi bankası olarak Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu. 1923 İzmir İktisat kongre-
sinde Türk bankacılığının durumu ve geliştirilmesine ilişkin değerlendirme ve öneriler şöyle özetlenebilir
(Akgüç, 1989: 18-19):
(i) Türkiye’de işletmelerin ve ekonominin batıya kıyasla gelişememiş olmasının başlıca nedeni
kredi kurumları ve piyasasının gelişmemiş olmasıdır.
(ii) Türkiye’de ekonomik hayatın canlanması ve ekonomik kalkınmanın sağlanabilmesi için kredi
kurumlarının ve piyasasının geliştirilmesi en yaşamsal sorundur.
(iii) Ulusal Bankacılık sisteminin oluşturulamaması halinde Türk ekonomisi yabancı sermayenin
baskısı altında ezilir.
(iv) Bankaların kurulup geliştirilmesinde devletin katkısı da önem taşımaktadır.
Kongrede kabul edilen iktisadi esaslar ile 1135 kişinin katıldığı kongredeki genel hava yeni Türk Dev-
leti’nin “Milli İktisat” görüşünün dünyaya duyurulması olarak ifade edilebilir. Kalkınmacı, yerli ve yabancı
sermayeyi üretime özendirici, ekonomik hayatın yürütülmesi ve kontrolün “milli unsurlar” tarafından gerçek-
leştirilmesini hedefleyen, çiftçiyi teşvik eden ve ılımlı korumacılığı benimseyen yaklaşımlar ortaya konulmuştur.
Sanayi grubunun 24 maddelik prensip kararlarında; sanayinin gümrük tarifeleriyle dış rekabetten korunması,
makine ve teçhizat ithalatında vergi bağışıklığı sağlanması, Sanayi Teşviki Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi,
Sanayi Bankası kurulması, sanayi eğitimine önem verilmesi ve sanayi odalarının düzenlenmesi gibi hususlar
yer almaktaydı (Kurtoğlu, 2012: 278-279).
Cumhuriyet döneminde bankacılığın gelişimi beş döneme ayrılabilir. Bu dönemler; (i) 1923-1932: Milli
76

