Page 67 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 67

tarih çevresi

       1. Büyüme ve Kalkınma

       Bir ülkede üretim kapasitesinin artışına bağlı olarak toplumun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlerin üre-
timinde yaşanan sürekli artışlar iktisadi büyüme olarak adlandırılır (Berber, 2017: 4). Üretim kapasitesinin ar-
tırılmasında önem taşıyan temel faktörler; işgücü miktarı, sermaye stoku ve teknoloji olarak belirtilebilir. Ancak
bu faktörler arasında sermaye birikiminin bir adım öne çıktığını söyleyebiliriz (Berber, 2017: 6).

       Büyüme ve kalkınma kavramları düşünme ve uygulama basitliği sağlaması dolayısıyla birçok iktisatçı
tarafından eş anlamda kullanılmaktadır. Zira klasik iktisatçılar kalkınmayı büyüme içinde doğal ve kendiliğinden
gelişen bir süreç olarak düşünürler (İlkin, 1988: 59).

       “Bir ülkede üretim ve gelir artışı ile ifade edilen büyümenin yanı sıra ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel
ve diğer alanlarda yapısal dönüşüm/değişimin birlikte yaşanması sürecine iktisadi kalkınma” denmektedir. Bu-
rada ifade edilen üretim ve gelir artışları kalkınma sürecinin nicel yönünü, yapısal dönüşüm/değişim ise nitel
yönünü oluşturur. Kalkınmayı büyümeden ayıran esas unsur nitel yöndeki dönüşümdür. Bu dönüşüm; ülkenin
ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve diğer yönlerden mevcut duruma göre daha iyiye gidişi anlamına gelir
(Berber, 2017: 14). Bu tanımlamalardan, kalkınmanın daha geniş kapsamlı bir olgu olduğu, büyümenin yanı
sıra yapısal değişimleri de kapsadığı anlaşılmaktadır.

       Ayrıca ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde genellikle büyüme tanımından yararlanılmakta
ve kişi başına milli gelir kriteri kullanılmaktadır. Büyüme kalkınmanın ölçülebilir yönü olarak ifade edilebilir.
Az gelişmiş ülkelerin bu durumdan en kısa zamanda kurtulmaları kalkınma hızının yüksek olmasını gerektir-
mektedir. Kalkınma hızının artması sermaye hasıla oranı sabitken milli gelirin yatırımlara ayrılan kısmının yük-
sek olmasına bağlıdır. Kalkınmanın hem hızlı hem de dengeli olabilmesinde devletin kalkınma planlarıyla
hareket etmesi tavsiye edilir. Böylece ekonomik kalkınma sürecinde karşılaşılan sorunların birlikte çözümlen-
mesi ve kaynak kullanımının en rasyonel biçimde gerçekleştirilmesi sağlanmış olur (Karaduman, 1993: 18).

       Büyüme ve kalkınmayı etkileyen başlıca faktörleri ekonomik ve ekonomik olmayan faktörler olarak sı-
nıflandırmak mümkündür.

       Ekonomik faktörler (hem büyüme hem de kalkınma için): İş gücü, sermaye birikimi, doğal kaynaklar ve
coğrafya, bilimsel ve teknolojik gelişmeler, organizasyon, yapısal değişiklikler.

       Ekonomik faktörler (kalkınma için ilave olarak): Girişimcilik kültürü, sermaye/hasıla oranı, finansal is-
tikrar, kalkınma planları, uluslararası faktörler.

       Ekonomi dışı faktörler (hem büyüme hem de kalkınma için): Sosyal faktörler, siyasal ve yönetimsel fak-
törler.

        Ekonomi dışı faktörler (kalkınma için ilave olarak): Dinsel faktörler, toplumun kalkınma isteği, toplumsal
yozlaşma, hukuki yapı (Berber, 2017: 42).

       Çalışmamızın esas odağı büyüme ve kalkınmanın ve dolayısıyla sanayileşmedeki gecikmemizin temel
nedeni olarak sermaye birikimi yetersizliği ve sermaye birikimini oluşturabilecek ve bu birikimi sanayileşmeye
yöneltebilecek önemli araç olarak bankacılık hususunu irdelemek olduğu için burada belirtilen faktörlerden sa-
dece sermaye birikimi üzerinde durmaya çalışacağız.

       1.1. Ekonomik Kalkınmanın Temel Faktörü Olarak Sermaye ve Sermaye Birikimi

       Sermaye birikimi kendi kendini besleyen bir süreçtir. İyi bir sermaye birikimi süreci iç içe geçmiş üç

                                                               65
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72