Page 58 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 58

tarih çevresi

       2. TÜREV PİYASA AMAÇLARI VE SELEM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
       Osmanlı dönemi selem akitleri, İslam ilkelerine dayanan ve kendi döneminde bazı âlimlerin eserlerine
konu olan anlaşmalardır. İlgili dönemde yapılan diğer işlemlerde olduğu gibi Selem’in amacı, ribâya düşmemek
ve yapılan işlemin ticari hukuka uygun olmasını sağlamaktır. Bir örnek olarak yer verilen Darendeli Hamza
Efendi’nin, risalesini kaleme almasındaki asıl amacı ise Osmanlı dönemi ticaretin tabi olduğu hukuk ile kaynak
hukuk dilinden kaynaklanan ve uygulama alanında yaşanan dilsel uyuşmazlıkları ortadan kaldırmak, bilginin
yayılmasına bağlı olarak hukuka uygun yapılan alışverişlerin sahih olmasını sağlamak, sözleşme taraflarının
dinen hoş görülmeyen işlerden uzak olmasına katkı yapmak ve ribâ’dan sakınılmasını sağlamaktır.Hamza
Efendi, kütüphanelerdeki bir nüshasında H.1087/M.1676’da yazıldığı belirtilen14 eserinde, eserini yazış amacını
şu şekilde ifade etmiştir.

       “Her insana İlmihal’ini bilmek ve gereğince amel etmek farz-ı lazımdır. Ve dahi itikâdât bâbında ve ibâ-
dât bâbında Lisan-ı Türkî üzere nice risale telif olunmuştur. Hususan Birgili Mehmet Efendi rahmetullahi aleyhi
vâsianın cem ettiği risale itikâdâtı ve ibâdâtı câmi olup, avâm ve havâs ile müntefi olmuşlardır. Lakin muamele
bâbında bey u şirâda ve sayir hususta ribâdan ve fesattan halas olmak içün, Lisan-ı Türkî üzere bir risale-i meş-
hure mütedavel olmadıysa, bunun birle bu dahi riyada meşhur ve mühim olandandır. Zira bir kimse ticaret
üzere olub mesâil-i şer’iyeyi bilmese, elbette ribâya gark olur…” 15

       “İmdi, bu fakir ü hakir pür taksir, azimet ettim kim muamelat bâbında Lisân-ı Türkî üzere bir risale cem
ettim ki anın ile “halk (avam-ı nâs)” müntefi olup. Bu fakir dahi ihya-i din-i mübine sa’y edenler mesleğine
süluk edenlere bir münasebet olmak ile yevm-i haşirde anlar haşr olmağla bir ümniye ola. Ve yevm-i haşri ve
ahvallerini fikredene lazım olan budur ki cemi‘-i umurunu ibadette ve muamelatta şer’-i şerife uydura”. 16

       Türev piyasaların kullanım amaçları ise birçok kitapta günümüz anlayışıyla açıklanmıştır. Genel olarak
türev piyasalar üç amaçla işlem görürler. Bunlar; hedging, spekülasyon ve arbitrajdır. İlk amaç olan hedging
ya da korunma amaçlı sözleşmeler, aslında selem anlaşmalarının da temelidir. Hedging’de geleceğe dönük
fiyat riskinden korunma amaçlanmıştır. Hedging’in temel felsefesi bugünden gelecekteki ürün fiyatının sabit-
lenmesidir. Bugün ağırlıklı olarak bu anlaşmalar kur, faiz ve benzeri finansal ürünlere odaklanırken; selem an-
laşmalarında ise ağırlıklı olarak emtia piyasası ürünleri işlem görür. Ayub,17 kitabında selem’in yalnızca emtia
gibi tanımlanmış malların ön ödemelerle vadeli satın alınmasına karşı fon sağladığını ve döviz gibi borcun
borca mübadelesini içeren anlaşmalarda ise kesinlikle yasaklandığını vurgular. İkinci amaç spekülasyondur.
Spekülasyon, bir ürünün gelecekteki fiyatına göre girilen pozisyonla ilgilidir. Türev piyasalarda alım ve satım
olmak üzere iki pozisyon vardır. Alım pozisyonları, gelecekteki fiyat artışlarından; satım pozisyonu ise gele-
cekteki fiyat düşüşlerinden korunmak amacıyla alınır. Spekülasyon amacı ise bugün daha çok kazanmak ama-
cıyla kullanılır ve barındırdığı kaldıraç faktörü nedeniyle çok eleştirilir. Çünkü aşırı kazanma odaklı anlayış,
İslamî anlayışla çelişmekte ve tartışılmaktadır. Selem anlaşmalarında ise geleceğe dönük işlemle fiyat riskinin
ortadan kaldırılması amaçlanmakta ve üretimde devamlılık istenmektedir. Örneğin selem akdinde, alıcı, belli
bir peşin ödeme ile ürünün gelecekteki fiyat riskini ortadan kaldırmaktadır. Üretici ise bugünden yapmış olduğu
peşin satışla, nakit ya da likidite ihtiyacını karşılayabilmektedir. Selem anlaşmalarında, bir emtianın kredili fi-
yatının belirli bir zamandaki peşin fiyatından fazla olması ya da vadeli teslim fiyatının spot fiyatından düşük
olması, İslamî prensipler açısından düşünüldüğünde oldukça doğaldır. Arbitraj’da ise daha farklı bir amaç gü-
dülmekte olup, risksiz kazanç elde etme imkânı vardır. Çünkü bu sözleşmelerle taraflar, aynı zamanda farklı
bölgelerdeki fiyat değişiklikleri üzerinden kazanç sağlarlar. Böylece ticaret erbabı, aynı anda farklı bölgelerden
daha düşük bir fiyattan aldığı ürünleri, başka bir piyasada daha yüksek bir fiyattan satarak kâr elde edebilir. İş-
lemler aynı anda gerçekleştiğinden kârda risksiz bir biçimde belirlenebilmektedir.

14 Hamza Efendi, Risale fi’l-bey’i ve’ş-şira, (İstanbul: Süleymaniye Ktp., Esat Efendi, No: 1700), 118.
15 Hamza Efendi, Risale fi’l-bey’i ve’ş-şira, (Ankara: AÜ.İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi, No. 36003), 1b.
16 Hamza Efendi, Risale fi’l-bey’i ve’ş-şira, (Ankara: AÜ.İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi, No. 36003), 2a.
17 Muhammad Ayub, Understanding Islamic Finance, (England: John Wiley & Sons Ltd., 2007), 89.

                                                               56
   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63