Page 60 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 60
tarih çevresi
bir sınırlama görülmezken; selem akitlerinde asgari vade belirlenmiş olduğu ve bunun 1 aylık olduğu anlaşıl-
maktadır. Selem akitleri ağırlıklı olarak bölgesel unsurları kapsadığından ve yasal unsurların eksikliği düşü-
nüldüğünde teminat ya da kefil istenebilmektedir. Forward sözleşmelerde ise ilgili yasal kurumların varlığı,
kefil ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Son olarak diğer bir diğer fark sözleşmenin taraflarında oluşmaktadır.
Selem akitleri gerçek kişiler arasında olurken; forward sözleşmeler ağırlıklı olarak bir tarafın finansal kurum-
lardan oluştuğu sözleşmelerdir. Selem ve forward anlaşmalarda dikkat çeken en önemli nokta, anlaşmaların
tarihi süreçleriyle ilgilidir. Selem akitleri İslam toplumlarında ve devamında Osmanlı’da işlem görürken; for-
ward anlaşmalar günümüzde yoğunlaşır. Buna karşın selem akitlerinde ilkeler üzerinden hareket edilir ve belli
şartları haizdir. Hâlbuki forward sözleşmeler selem akdine göre çok daha esnektirler. Dolayısıyla bu çalışmanın
da konusu, Osmanlı dönemi selem akdi ilkelerine aykırılık gösteren işlemlerin tespiti ve açıklanması üzerinedir.
Son olarak Muhammed al-Bashir, İslam hukukunda herhangi bir akdin hukuki sayılabilmesi için selem akdinin
de bu şartları yerine getirmesi gerektiğini açıklamıştır.21 Bu şartlar; yapılan akdin, gerçek bir na (metin) ile
çelişmemesi; Muâmelatın genel ilkelerine aykırı düşülmemesi (İslam Ticaret hukuku) ve açık bir zarar içer-
memesidir. Yukarıda belirtilen temel ilkeler, bu çalışmanın da kendisine asıl olarak dayanak aldığı Darendeli
Hamza Efendi’nin risalesinde 7 temel şartla açıklanmıştır.22 Bunlar işlemin cinsi, türü (nevi), miktarı ve kıymeti
(kadri), vadesi (eceli), yeri (mekânı), ribâya sebep olmaması, varlık ve niteliğinin (vasfının) korunmasıdır (be-
kası). Bu maddeleri kısaca açıklayacak olursak; Darendeli, cins şartıyla, türleri olan bir malı kastetmektedir.
Arpa ve buğday gibi. Tür ya da nevi, cins içinde yer alan maldır. Örneğin yazlık ya da güzlük arpa; sulu yer ya
da kuru yer buğdayı gibi. Kadri ifadesi, miktar kelimesinin kök kavramı olup hem miktarı hem de kıymeti ifade
etmektedir. Örneğin miktar anlamında 5 kile ya da 6 kile açıklanırken; kıymet olarak kile başına fiyat belirtilir.
Eceli, belirlenmiş zaman anlamında kullanılan kavramdır. Asgari 1 aydır. Mekânı, teslim edilecek yerdir. Hamza
Efendi, bu yeri özellikle taşınmasında ya da tesliminde zorluk bulunan mal için şart göstermiştir. Örneğin misk
ya da amber gibi tesliminde zorluk bulunmayan malların herhangi bir yerde teslim edilebileceğini açıklar. Pa-
ranın miktarı (re’s-i mâl’in kadri) belli olmalıdır. Burada kastedilen paranın keyli (paranın değeri) ya da vezninin
(paranın ölçüsü) açık olmasıdır. Varlık ve niteliğinin korunması ya da bekası, selem’in malın vasıfları beyan
edilen nesnelerde olmasını açıklar. Örneğin belli bir kimsenin elindeki ona has olan ölçekle vermek üzere yahut
belirli bir köyün buğdayından vermek üzere selem yapılmamalıdır. İlave olarak akit sırasında teslim zamanına
kadar baki olmayan mallara selem yapılamaz. Günümüz katılım bankacılığında da uygulanan selem akitleri,
ağırlıklı olarak emtia finansmanında ve üretimin devamı için kullanılmaktadır. Uygulamada müstahsil mak-
buzları karşılığında finansman biçimindedir. Teknik özellikleri nedeniyle her katılım bankasında yoğun bir kar-
şılık bulmasa da iki taraflı ya da üç taraflı sözleşmelerle finansman sağlanabilmektedir.
4. SELEM AKDİ UYUŞMAZLIK ÖRNEKLERİ
Selem akdiyle ilgili uyuşmazlıkların belirlenmesi için çokça örnek kararlar ele alınabilir. Ancak mahkeme
kayıtlarına geçen kararların hepsine ulaşmak mümkün olamamaktadır, ayrıca kayda geçen kararların çoğu, bir-
birine benzer şartlarla uyuşmazlık konusu oluşturduğundan benzer kararların buraya alınması, makalenin bo-
yutunu aşacak, onu bir kitap haline getirecekti. Belirtilen nedenlerle bu çalışmada, Osmanlı dönemi yapılan
selem akdi’nin hukuki ve uygulanış bölümünün daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla, 1786 ve 1787 yıllarını kap-
sayan İstanbul Mahkemesi 163 numaralı kararı ve 1691 yılı Bab Mahkemesi’nin selem akdi ile ilgili uyuşmaz-
lıkları içeren 241 numaralı karar örnekleri, incelenmiş ve yorumlar yapılmıştır.
4.1. Örnek I. 23 1786-1787 Yılı, 163 Numaralı İstanbul Mahkemesi Kararı
4.1.1. 1786-1787 Yılı, İstanbul Mahkemesi 163 Numaralı Kararı Transkripsiyonu
İstavraki v. Nikola’nın, Çoban İstoyo’dan teleme peyniri satışı sebebiyle açtığı davada haksız olduğuna
21 Muhammad Al- Bashir Muhammad Al-Amine, Risk Management in Islamic Finance: An Analysis of Derivatives Instruments in Commodity Mar-
kets, 47.
22 Hamza Efendi, Risale fi’l-bey’i ve’ş-şira, AÜ.İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi, No. 36003, 14a.
23 İstanbul Mahkemesi, Defter kodu: ist056 | cilt: 80, sayfa: 166 | Hüküm no: 163 | Orjinal metin no: [44a-1]
Defter adı: İstanbul Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1201-1203 / 1786-1787). Özgün metin için bk.
http://www.kadisicilleri.org/madde.php?klme=selem&trch=hkm&-find=+ARA+
58

