Page 54 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 54

tarih çevresi

Bu arada, “kambiyo senetleri” kavramının -“kambiyo” kelimesinin artık tarihe mal olmuş anlamı bir tarafa bı-
rakıldığında- hangi ortak niteliklere sahip senetleri kapsayacağı konusu da tartışılabilir. Bu konuda “kambiyo
senetleri” bakımından üzerinde durulan bir nitelik, bu senetlerin sıkı şekil şartlarına tabi olmalarıdır47. Bu açıdan
bakıldığında “çek”in de kambiyo senetleri teriminin içeriğine dahil sayılmasında yadırganacak bir durum yok-
tur48. Benzer bir sonuca, kambiyo senetlerinin ortak nitelikleri arasında sayılan diğer hususlar bakımından da
varılabileceğine, başka bir deyişle “kambiyo senetleri” kavramının ayırt edici nitelikleri arasında sayılan diğer
hususlar49 bakımından yapılacak bir değerlendirmede de “çek”in bu kümenin dışında tutulmasını gerektirecek
bir sebebin bulunmasının olası görünmediğine ayrıca işaret edilebilir.

Nihayet, henüz mevzuatta açıkça düzenlenmediği Kanunname-i Ticaret döneminde dahi, ticaret hayatındaki
uygulaması da dikkate alınarak “çek”in ticari senetler arasında sayılmış olduğunu da belirtmek gerekir. Bu ba-
kımdan Mehmed Celaleddin’in eserinin “Senedat-ı Ticariye” bahsinin hemen başında yer alan

       “Bizim Kanun-ı Ticarete nazaran evrak-ı mezkure poliçe, emre muharrer senet ile ikametgah se-
       nedinden ibaret olup çekler dahi muahharan haseb-i’t teamül bu meyana dahil olmuştur.”

şeklindeki tespiti50 ve ilerleyen sayfalarda yaptığı

       “Mamafih her ne kadar kanunda mevcut değil ise de, muamelat-ı ticariyede ve bahusus bankalar
       ile hazine-i devlet muamelatında kesretle istimal olunan ve çek namı verilen tediye emirleri, bazen
       kabil-i devr ve ferağ bir surette, yani emre muharrer olarak tanzim edilegeldiğinden, bunların se-
       nedat-ı ticariye sırasında tadadı lazım geleceği...”

şeklindeki açıklaması51, üstelik henüz oldukça erken bir tarihte, “çek”in ticaret hayatındaki rolünü dikkate alan
ve bu senedin bilimsel tasnifinde de katı ve şekli bir takım kriterler yerine ticaret hayatının değişimini göz
önünde bulunduran bir tutum olarak dikkat çekmekte ve metodolojik olarak hala önemini muhafaza eden bir
örnek teşkil etmektedir.

47 Poroy/Tekinalp, N. 28 vd., 152; Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Bası, Ankara, Turhan Kitabevi, 1997, s. 370-
371; Naci Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, 5. Baskı, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 1999, s. 88 vd.;
Kendigelen/Kırca, N. 263.
48 Nitekim Karayalçın, çekin kambiyo senetleri arasında sayılmasını eleştirmekle birlikte, “aynı sert ve hususi hükümlere
tabi olmaları dolayısile çek taahhütleri kıyasen ve içtihat yolu ile kambiyo taahhütleri arasında zikredilmektedir” diyerek
bu yöndeki görüşlere de işaret etmektedir, Karayalçın, s. 40; ayrıca bkz. Türk kanun koyucusunun mehaz hukuktan ay-
rılarak çeki de kambiyo senedi saymasının sebebinin, çek düzenlemek suretiyle girilen taahhüdün poliçe ve bonoya ilişkin
hükümlere birçok yerde benzeyen, aynı derecede sert şekilci hükümlere tabi bulunması olduğunu belirten ve bu bakımdan
“kambiyo taahhüdünde bulunmak” ibaresinden sadece poliçe ve bono tanzimini değil, çek keşidesini de anlamak gerektiğini
belirten Öztan, s. 361; çek keşidesinin kambiyo taahhüdü anlamına geldiğine ilişkin görüşlere atıf yaptıktan sonra, çekin
bir yandan geniş ölçüde poliçe hükümlerine atıf yapılmak suretiyle tanzim edilmiş, öte yandan poliçe ve bono gibi sıkı
şekil şartlarına ve aynı takip usulüne tabi tutulmuş olmasını bu görüşleri teyit eden olgular olarak zikreden Kınacıoğlu, s.
79.
49 Bu niteliklere ilişkin genel olarak bkz. Poroy/Tekinalp, N. 19 vd.; Öztan, s. 369 vd.; Kınacıoğlu, s. 84 vd.; Ülgen
(Helvacı/Kaya/Nomer Ertan), s. 98 vd.; Kendigelen/Kırca, N. 262 vd.
50 Mehmed Celaleddin, s. 377.
51 Mehmed Celaleddin, s. 488.

                                                               52
   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59