Page 51 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 51
tarih çevresi
yerinin mutlaka ayrı yerler olmasının gerekmediği yönünde karar alındığını ifade etmektedir29. Mehmed Cela-
leddin de Fransa’da bu şartın kaldırılmış olduğunu zikrettikten başka, sonraları 1926 yılında 865 sayılı Ticaret
Kanunu olarak kanunlaşacak olan o günkü Kanun-ı Ticaret layihasında da bu şartın kaldırılmış olduğu bilgisini
paylaşmaktadır30.
Büyük kambiyo muamelesinde, esasen “mugayeret-i mekan”ın doğal bir neticesi olarak ortaya çıkan bir unsur
da tarafların edimleri arasındaki zamansal farklılıktır. Nitekim örneğin Mehmed Celaleddin, büyük kambiyo
muamelesini açıklarken “...akideyn emr-i mübadeleyi derhal icra etmeyip birinin meclis-i akdde diğerine ver-
diği akçenin onun tarafından mahal ve zaman-ı ahirde alınması şart kılınır.” demek suretiyle bu zaman farkını
vurgulamıştır31.
Nihayet büyük kambiyo muamelesini küçük kambiyodan ayıran önemli bir hususiyet, büyük kambiyoda deği-
şime konu para birimlerinin birbirinden farklı olması zorunluluğunun bulunmamasıdır32. Dolayısıyla büyük
kambiyo muamelesi tek bir para birimi hakkında da gerçekleşebilir ve bu bakımdan temelinde büyük kambiyo
muamelesi yer alan senetlerin asli veya ayırt edici fonksiyonunun da farklı para birimlerinin birbiri ile müba-
delesi olduğunu söylemek mümkün değildir.
III. SONUÇ: KANUNNAME-İ TİCARETTEN BUGÜNE
Kanunname-i Ticaret döneminde “kambiyo” kavramına ilişkin olarak yapılan açıklamalar ve özellikle bu kav-
ramla bugün “kambiyo senedi” kavramı altında yer alan özellikle “poliçe” arasında nasıl bir bağlantı kuruldu-
ğuna yönelik tespitleri takiben, bu tespitlerin bugüne ve bugünkü hukukumuzdaki tartışmalara şu katkıları
sunabileceğini düşünüyoruz:
1. Esasen “kambiyo senedi” kavramında yer alan “kambiyo” ibaresinin, farklı para birimlerinin birbiri ile mü-
badelesi ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Kambiyo senetlerinin en temel örneği olan poliçe, başlangıçta asıl olarak
bir yerden başka bir yere para taşımanın zorluk ve mahzurlarını gidermek üzere ihdas ve istimal edilmiş33, bir
yerde ödenen paranın başka bir yerdeki parayla değiş tokuşu işlevi ve dolayısıyla düzenleme ve ödeme yerlerinin
farklılığına yönelik vurgu sebebiyle ortada bir “cambio” (mübadele) işlemi olduğundan bahsedilmiş, bu işleme
vasıta teşkil eden senede de “poliçe” yahut “kambiyal”34 adı verilmiştir. Bir başka deyişle “kambiyo senedi”
kavramında kullanılan “kambiyo” tabirinin, farklı para birimlerinin birbiri ile mübadelesi (küçük kambiyo) an-
lamındaki “kambiyo” değil, bir yerde verilen paranın başka yerde ödenmesi (büyük kambiyo) anlamındaki
“kambiyo” olduğu anlaşılmaktadır. Ancak “kambiyo senedi” bakımından gündeme gelen bu “başka yer” vur-
gusu da daha sonraları poliçenin fonksiyonlarındaki değişimle birlikte zamanla ortadan kaybolmuştur. Dolayı-
sıyla bugün için “kambiyo senedi” kavramında yer alan “kambiyo” tabiri, ancak süreç içerisinde yaşanan bu
değişim çerçevesinde anlamlandırılabilir.
2. “Kambiyo senedi” kavramında yer alan “kambiyo” tabirinin anlamına ilişkin bu tespitlerle bir ölçüde bağ-
lantılı olarak değinilebilecek bir mesele de, “kambiyo senedi” kavramının kapsamında hangi senetlerin yer al-
dığına yönelik tartışmadır.
Esasen bu tartışma özellikle eTK 56’da poliçe ve bononun yanı sıra “çek”in de “kambiyo senetleri” kavramı
altında düzenlenmesi sonrasında ortaya çıkmıştır. Zira Kanunname-i Ticarette “çek”e ilişkin bir düzenleme yer
almamış, buna karşılık poliçeye ilişkin hükümler kanunun “Alelıtlak Ticaret” başlıklı birinci kısmının “Bey-
mercial de Bruxelles) bahsedildiği anlaşılmaktadır.
29 Ahmed Reşid, s. 673-674.
30 Mehmed Celaleddin, s. 394.
31 Mehmed Celaleddin, s. 378.
32 Vitinos, s. 5; Nazaret Hilmi, s. 388; Ahmed Reşid, s. 108; Mehmed Celaleddin, s. 379.
33 Mehmed Celaleddin, s. 380, 488-489.
34 Poliçenin diğer bir adı olarak “Kambiyal” tabiri için bkz. Vitinos, s. 9; Ahmed Reşid, s. 638.
49

