Page 52 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 52

tarih çevresi

ne’t-tüccar mütedavil olan poliçe usulü beyanındadır” başlıklı altıncı faslı ve “Ciro yani havale keyfiyeti beya-
nındadır” başlıklı yedinci faslında düzenlenmiş, ayrıca yedinci faslın sonunda 145. maddede “sipariş tahvili”
adıyla bono/emre muharrer senet düzenlenerek35, bununla ilgili olarak esasen poliçeye ilişkin hükümlerin uy-
gulanacağı da 144. maddede hükme bağlanmıştır. Ayrıca Zeyl-i Kanunname-i Ticaretin 28. maddesinde de ka-
nunen ticari iş niteliğinde olan hususlar arasında açıkça poliçe ve bono sayılmıştır. Bunlara ek olarak söz konusu
28. maddede yer alan “bir mahalden diğer mahalle nakil ve irsal olunmakta olan akçelere dair verilen senet-
ler”36 ibaresinin de “ikametgah senedi”ne işaret ettiği kabul olunmuştur37. Bu itibarla dönemin eserlerinde de
“senedat-ı ticariye” bahsinde Kanunname-i Ticarete göre “senedat-ı ticariye/ticari senetler”in poliçe, bono ve
ikametgah senedinden ibaret olduğu belirtilmiştir38.

865 sayılı ve 1926 tarihli eski Ticaret Kanununda ise, daha önceki dönemde Fransız hukukundan mülhem dokt-
rinde de kullanılan “senedat-ı ticariye” tabiri kanuni bir terim haline getirilmiş ve anılan kanunun üçüncü babının
başlığı olmuştur. Kanunun bu babında sırasıyla poliçe, emre muharrer senet ve çek düzenlenmiştir.

Buna karşılık eTK 56’da “senedat-ı ticariye” tabirinden vazgeçilerek, poliçe, bono (veya emre muharrer senet)
ve çeke bu defa kanunun üçüncü kitabının dördüncü faslında “kambiyo senetleri” başlığı altında yer verilmiştir.
İşte kanun koyucunun bu tercihi o dönemden itibaren doktrinde zaman zaman eleştiri konusu edilmiş ve özel-
likle mehaz İsviçre hukukuna ve ayrıca Alman hukukuna atıfla kambiyo senetleri teriminin sadece poliçe ve
bonoyu ifade ettiği, çekin ise bu mefhumun dışında kaldığı39, bu bakımdan “değiştirilmesi için mühim bir sebep
bulunmayan” eTK 26’daki “ticari senetler” tabiri yerine “kambiyo senedi” tabirinin kullanılmış olmasının bu
terimin batı hukukundaki hususiyetini ihlal ettiği ifade edilmiştir40. Bunun dışında ayrıca birer kredi aracı olan
poliçe ve bonodan farklı olarak bir ödeme aracı niteliğinde olan çekin, bu bakımdan da kambiyo senedi kavra-
mına dahil bulunmadığı ifade edilmiştir41.

Kanımızca kambiyo senetlerinde kullanılan “kambiyo” tabirinin tarihi serencamı ve süreç içerisinde giderek
değişime uğradığı gerçeği de dikkate alındığında, çekin de “kambiyo senetleri” kavramı içerisinde yer almasının,
salt mehaz İsviçre hukukundaki veya Alman hukukundaki tercihle uyumlu olmadığı gerekçesiyle eleştiri konusu
edilmesi yerinde değildir. Öncelikle, kambiyo senetlerinin temelinde yatan “büyük kambiyo” mefhumunun

35 Kanunname-i Ticaretin 145. Maddesinde “sipariş tahvili” olarak isimlendirilen senedin, Zeyl-i Kanunname-i Ticaretin
28. maddesinde bahsi geçen “bir şahsın emrine yazılan bono” ile aynı şey olduğu, ayrıca aynı senedin tacirler arasında
daha ziyade “emre muharrer senet” adıyla bilindiğine yönelik olarak bkz. Ahmed Reşid, s. 843; aynı yönde bkz. Mehmed
Celaleddin, s. 489, yazar Ahmed Reşid’den farklı olarak “emre muharrer senet” tabirinin mahkemeler nezdinde yaygın
olduğunu belirtmektedir.

36 Zeyl-i Kanunname-i Ticaretin ilk halinde 28. Maddenin sonundaki ibare “...bir mahalden diğer mahalle nakil ve irsal
olunmakta olan akçelere dair verilen ve bir şahsın emrine veya her kim ibraz eder ise ona tediye olunmak üzere yazılan
bono ve tahvilat” ibaresi yer almakta iken, 14 Recep 1296 tarihinde yapılan değişiklikle o dönemde “açık bono” olarak
adlandırılan senetlere ilişkin “her kim ibraz eder ise ona tediye olunmak” üzere ibaresi maddeden çıkarılarak madde metni
yeniden düzenlenmiştir. Bu değişiklik ve gerekçesi hakkında bkz. Ahmed Reşid, s. 125-126; Mehmed Celaleddin, s.
494-495. Çalışmamız kapsamında tadil sonrasındaki nihai metin aktarılmıştır.

37 Bu yönde bkz. Ahmed Reşid, s. 847; Nazaret Hilmi, s. 301; Mehmed Celaleddin, s. 493.

38 Bkz. Mehmed Celaleddin, s. 377, 488.

39 Poroy/Tekinalp, N. 151, yazarlar ayrıca eTK 56’nın 582. maddesinin çeki kambiyo senetleri arasına dahil ettiğini,
ancak mevcut TK m. 670’in bu hatayı düzelttiğini belirtmektedirler. Ancak mevcut TK’nın sistematiği ve bu kapsamda
kanunun üçüncü kitabının dördüncü kısmında “kambiyo senetleri” başlığı altında poliçe, bono ve çekin düzenlenmiş
olduğu dikkate alındığında, TK m. 670’nin lafzının tek başına kanun koyucunun eTK 56’daki tercihinden ayrıldığı sonu-
cuna ulaştıramayacağı kanaatindeyiz; Yaşar Karayalçın, Ticaret Hukuku - III. Ticari Senetler (Kambiyo Senetleri), Dör-
düncü Baskı, Ankara, Sevinç Matbaası, 1970, s. 39.

40 Karayalçın, s. 40, yazar bu sebeple kanun koyucunun bu tercihine rağmen doktrinde “kambiyo senetleri” tabirinin İs-
viçre-Alman hukukunda olduğu gibi yalnızca poliçe ve bonoyu ifade edecek şekilde dar manada kullanılmasının yerinde
olacağını belirtmiştir.

41 Poroy/Tekinalp, N. 168; Karayalçın, s. 40.

                                                               50
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57