Page 93 - Layout 1
P. 93

tarih çevresi

         dereceler aşağı dogˆ ru sıralanır: Bunların ilki, akıllar denilen ruhani meleklerin derecesi, sonra nefsler
         denilen ruhani denilen meleklerin mertebeleri gelir. Daha sonra göksel cisimlerin mertebeleri gelir ki
         sonuncuya ulaşıncaya dek bunların bir kısmı diğerlerinden daha üstündür. Bunlardan sonra oluş¸ ve
         bozuluşa uğrayan su^ retlere konu olan maddenin varlığı gelir. Buna go¨ re ilk şey, unsurların su^ retine
         bürünerek bu süreç adım adım derecelenmektedir. Oluş ve bozuluşa uğrayan a^ lemdeki ilk varlık, sonra
         gelen varlıktan mertebe bakımından daha bayağı ve daha du¨ s¸ u¨ k olur. En aşağı seviye madde olup,
         sırasıyla unsurlar, bileşik varlıklar, bitkiler ve hayvanlar yer almaktadır. En üstte ise insanlar yer
         almaktadır.” (I· bn Si^ na^ , 2017: 404-405).

         Ay-altı A^ lem’de yer alan cisimlerin hepsi, madde (heyu^ la^ ) ve su^ retten oluşmaktadır (I· bn Si^ na^ , 2017:
66). Cisim, kendisine kuvvetini ve fiilini veren şeyden bileşik bir cevherdir. Heyu^ la^ nın cevherligˆ i, maddeye
su^ ret kazandırarak onu bilfiil bir şey olmaya hazırlamaktır. Heyu^ lanın kendisiyle bilfiil ya da bilkuvve olduğu
bir hakikati yoktur. Ona bu hakikat dışarıdan gelir ve bu hakikat sayesinde bilfiil olur. Zira heyu^ la^ nın kendisi
za^ tı bakımından bilkuvvedir. Maddeye bu hakikati veren de su^ rettir. Cisimlik su^ reti, cisimlik su^ reti olması
bakımından maddeye muhtaçtır (I· bn Si^ na^ , 2017: 64). Maddenin su^ ret olmaksızın bilfiil olarak var olması
mümkün değildir. Dolayısıyla su^ retleri kabul etme istidadının olduğu her bir varlık madde ve su^ retten oluşmak
zorundadır (I· bn Si^ na^ , 2017: 67). Yani madde, cisimsel su^ retsiz olamaz (I· bn Si^ na^ , 2017: 72). Madde, bilfiil
su^ retle vardır (I· bn Si^ na^ , 2017: 73). Aynı s¸ ekilde maddi^ su^ ret de maddeden ayrı var olamaz (I· bn Si^ na^ , 2017:
74). I· bn Si^ na^ , madde ile su^ ret arasında bir illet ve malu^ l ilişkisi kurmaya çalışır. Buna go¨ re madde, su^ retin
varlığının illeti olamaz. Çünkü madde, istidat ve kabul gücü olduğundan bas¸ ka bir şeyin varlığının sebebi
olamaz. Ayrıca maddenin kendisi bilkuvve olduğundan, bilfiil durumundaki bas¸ ka bir şeyin illeti olamaz.
Maddenin, su^ retin sebebi olabilmesi için, maddenin su^ retten bilfiil önce gelen bir za^ tı olması gerekmektedir.
Hâlbuki maddenin za^ tının bilfiil olabilmesi su^ ret sayesinde mu¨ mku¨ ndu¨ r. Dolayısıyla madde, su^ retin illeti
olamaz. Su^ retin maddede var olabilmesi için onun “kabul edici” özelliğinin olması gerekmektedir (I· bn Si^ na^ ,
2017: 78).

         Sonuç¸ olarak bir cismin cisim olabilmesi için o cismin heyu^ la^ (madde) ve su^ ret (bicim) olan ilkelerden
oluşması gerekmektedir. Heyu^ la kendisiyle ka^ im olabilmesi için su^ retten kesinlikle soyutlanamaz ve ancak
su^ retle birlikte bilfiil olarak var olabilir. Yani heyula su^ retle bilfiil varlık kazanır. Bir su^ retin gidip, yerine bas¸ ka
bir su^ retin gelmesiyle heyula bilkuvve su^ ret ve su^ retleri kabul edici konumundadır. Bu iki ilke yani heyula ve
su^ ret cismin varlığına da^ hil olan ilkelerdir (I· bn Si^ na^ , 2014: 25-26). Su^ ret aynı zamanda hareketin de kaynağıdır.
Zira evrendeki oluş ve bozuluş süreci bir değişeni yani su^ reti, bir de bu değişmeyi taşıyan kısmı yani maddeyi
gerektirir (Durusoy, 1999: 232).

         I· bn Si^ na^ ’nın varlık dünyasında tüm var olanlar bir akış içerisindedir. Dogˆ al cisimlerde bulunan her
maddenin su^ retle ilişkisi hareket bağlamındadır. Zira var oluş maddenin kendine uygun su^ retle birleşmesi,

                                                               92
   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98