Page 88 - Layout 1
P. 88

tarih çevresi

açıklamaya çalışarak, bilimsel düşüncenin mekanik temellerine önemli bir katkıda bulunmuştur. XVI. ve XVII.
yüzyıllarda meydana gelen bilimsel gelişmelerle birlikte, İmpetus Kuramı tarihsel işlevini büyük ölçüde
tamamlamıştır. Ancak onun kavramsal ve düşünsel mirası, özellikle Newton’un hareket yasalarında yeni bir
form kazanarak yaşamaya devam etmiştir.

         Galileo Galilei, eğik düzlem deneyleriyle hareketin sürekliliğini deneysel temelde incelemiş ve
Aristoteles’in sabit hız anlayışını reddetmiştir. Özellikle sürtünmenin etkisini ortadan kaldırmaya çalıştığı
deneyleriyle, bir nesnenin dış kuvvet olmadan da sabit hızla hareket edebileceğini göstermiştir. Bu deneysel
gözlemler, İmpetus Kuramı’nın temel varsayımlarından biri olan içsel kuvvet fikrine doğrudan göndermeler
içermektedir.69

         Newton ise Philosophiae Naturalis Principia Mathematica adlı eserinde formüle ettiği üç hareket
yasasıyla, önceki kuramsal çabaları matematiksel temellere oturtmuş ve klasik mekaniğin çerçevesini
oluşturmuştur. Newton’un birinci yasası, yani eylemsizlik ilkesi, açıkça impetus fikrinin rasyonel ve deneysel
bir sentezi olarak görülebilir. Bu yasaya göre, bir cisim üzerine net bir kuvvet etki etmediği sürece ya durgun
kalır ya da sabit hızla hareketini sürdürür.

         Öte yandan, Buridan’ın impetus kavramını gök cisimlerine de uygulayarak onların kendi hareketlerini
açıklamaya çalışması, Newton’un evrensel yerçekimi kuramıyla aynı evren modeline doğru bir geçişin işaretidir.
Newton, göksel hareketleri doğa yasaları ile açıklarken, Buridan bu yönelimin öncüsü olmuş ve “doğaüstü
etken” yerine fiziksel açıklamayı önceleyen bir yaklaşım benimsemiştir.70

         İmpetus Kuramı hem düşünsel hem kavramsal olarak Newton’un klasik mekanik sistemine giden yolu
döşemiştir. Kuramın evrimi, farklı kültürlerin ve filozofların katkısıyla zenginleşmiş; deneysel bilimin
yükselişiyle daha kesin yasalarla yer değiştirmiştir. Ancak geride bıraktığı kavramsal yapı, bilimin tarihsel
sürekliliğini anlamak açısından bugün hâlâ büyük bir öneme sahiptir.

         Değerlendirme

         Hareketin doğasını anlama çabası, insanlık tarihinin en köklü entelektüel uğraşlarından biridir.
Aristoteles’in ilk sistematik açıklamalarıyla başlayan bu serüven, Philoponus’un eleştirileriyle yön değiştirmiş;
İslam filozoflarının kavramsal katkılarıyla derinleşmiş ve nihayet Batı Avrupa’da Buridan, Oresme ve
sonrasında Galileo ile Newton gibi isimlerle deneysel ve matematiksel bir temele kavuşmuştur. Bu geniş tarihsel
çerçeve içinde İmpetus Kuramı, yalnızca bir fizik teorisi olarak değil, aynı zamanda düşünce tarihinin kavramsal
sürekliliğini yansıtan bir model olarak belirginleşmiştir.

69 Topdemir, Hüseyin Gazi, “Galileo ve Modern Mekaniğin Doğuşu”, Felsefe Dünyası, sy 24 (1997): 48.
70 Zupko, “John Buridan”.

                                                               87
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93