Page 84 - Layout 1
P. 84
tarih çevresi
geniş bir kavram olarak kullanmıştır.49 Aristoteles evreni ikiye ayırmıştır:50 Bunlar, Ay-altı ve Ay-üstü’dür. Ay-
üstü evrende değişim yoktur; buradaki hareket daireseldir ve sonsuzdur. Buna karşılık Ay-altı dünyada, yani
yeryüzünde, hareket sürekli değişime tabidir. Bu dünyada hareket iki temel türde gerçekleşir: Doğal hareket ve
zorunlu (ya da istem dışı) hareket. Doğal hareket, nesnenin kendi tabiatı gereği belirli bir yöne gitmesidir;
örneğin ağır nesnelerin aşağıya, hafif nesnelerin yukarıya yönelmesi. Zorunlu hareket ise bir dış kuvvetin
etkisiyle meydana gelir. Bu sistemin en tartışmalı boyutu, fırlatılan cisimlerin, onlara kuvvet uygulayan nesneyle
fiziksel bağları koptuktan sonra da hareket etmeye devam etmeleridir. Aristoteles bu durumu, ortamın etkisiyle
açıklamaya çalışır. Ona göre, örneğin fırlatılan bir taş, havayı iter; bu itilen hava, hemen boşluğu doldurmak
zorunda olduğu için taşı sürüklemeye devam eder, yani nesnenin hareketi, doğrudan değil, dolaylı olarak
ortamdaki hava aracılığıyla sürdürülür.51
Boşluğun imkânsızlığı görüşü, Aristoteles fiziğinin temel ilkelerinden biridir. Bu nedenle bir nesnenin
önünde oluşan boşluk anında dolmalı, böylece hareket kesintiye uğramamalıdır. Ancak bu açıklama, özellikle
serbest düşme hareketinin gözlemleriyle çelişmiştir. Aristoteles, bir cismin doğal yerine sabit hızla ilerlediğini
ileri sürerken, gerçek dünyadaki gözlemler cisimlerin hızlanarak düştüğünü göstermektedir. Bu çelişki, Orta
Çağ boyunca birçok düşünürün Aristoteles’in hareket anlayışını yeniden değerlendirmesine yol açmıştır.
İlk Eleştiriler ve Philoponus’un İtirazı
Aristoteles’in hareket anlayışı, özellikle fırlatılan cisimlerin hareketi konusunda zamanla çeşitli
eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştirilerin en dikkat çekicisi, VI. yüzyılda yaşamış olan İskenderiyeli filozof
John Philoponus’tan gelmiştir.52 Aristoteles’in, nesnenin hareketine devam etmesini sağlayan unsurun hava
olduğu yönündeki görüşünü kabul etmeyen Philoponus, bu açıklamanın hem mantıksal hem de deneysel olarak
yetersiz olduğunu ortaya koymuştur.53
Philoponus’un en bilinen karşıt-örneği şudur: Eğer hareketin sebebi ortam (hava) ise, o hâlde bir oku
sadece arkasına hava üfleyerek fırlatmak mümkün olmalıdır.54 Fakat deneysel olarak bu mümkün değildir. Bu
nedenle havanın itici güç olduğu iddiası, Philoponus’a göre geçersiz olmuştur. Onun yerine Philoponus, fırlatılan
nesneye temas anında bir tür “içsel kuvvet”in yüklendiğini savunmuş ve bu içsel kuvvet, hareketin kaynağıdır
ve zamanla zayıflayarak tüken bir nitelikte olmuştur.55 Kuvvetin tükendiği noktada nesne ya durur ya da başka
49 Aristoteles, Fizik, çev. Saffet Babür, 4. bsk (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2012), III, 201a-201b.
50 Aristoteles, VII, 241b34-35.
51 Aristoteles, VIII, 266b-67.
52 İmpetus kuramına Philoponus’tan önce Hipparchus (M.Ö. II.) ve Synesius (M.S. VI) yaklaştığı söylenebilir ancak hiçbir
eserinde bunlardan doğrudan etkilendiğine dair ifadeye rastlanmamıştır. Christian Wildberg, “John Philoponus”, içinde
The Stanford Encyclopedia of Philosophy, ed. Edward N. Zalta (Metaphysics Research Lab, Stanford University, 2021),
https://plato.stanford.edu/archives/win2021/entries/philoponus/.
53 Wildberg.
54 Johannes, On Aristotle Physics 3, çev. Mark Edwards (London: Bloomsbury, 2013), 639-42.
83

