Page 94 - Layout 1
P. 94
tarih çevresi
SONUÇ
Bu çalışma ile Türk sağlık sisteminin tarihsel gelişim süreci özetlenerek Anadolu Selçuklularından
günümüze kadar incelenmeye çalışılmıştır. Anadolu Selçuklularında, o dönemin koşullarına göre oldukça
gelişmiş bir sağlık sistemi uygulaması bulunmakta, sağlık hizmetleri, vakıflar aracılığı ile sunulmaktaydı.
Osmanlılar da ilk dönemlerinde bu uygulamaya bağlı kalmışlardır. Diğer yandan, Devlet eliyle yürütülen sağlık
hizmetleri daha çok saraya ve orduya yöneliktir.
19. yüzyılın ikinci yarısından sonra sağlık eğitimi ve hizmetleri batıdan etkilenmiş ve bu dönemde yaygın
kitlelere sağlık hizmeti götürme anlayışının ilk adımları atılmıştır.
Osmanlı döneminde saray ve ordunun, yani merkezin dışında yer alan taşra sağlık teşkilatlanması
hakkında şunlar söylenebilecektir: Osmanlı döneminde sağlık hizmeti ve teşkilatlanmasından anlaşılan, daha
çok, taşrada hekim görevlendirilmesidir. Devlet, hekim teminiyle vatandaşların sağlık problemlerine çözüm
getirme arayışı içerisindedir. Görevlendirilen hekimler, başta salgın ve bulaşıcı hastalıklar olmak üzere sağlıkla
ilgili gelişmeler konusunda devletin taşradaki resmi çalışanlarıdır. Bu suretle, taşrada sağlık hizmeti için
gerekli esas unsurlardan biri olan, hekimlere mahsus sağlık personeli ihtiyacını karşılama yolunda adımlar
atılmıştır. Buna karşın Osmanlı sağlık teşkilatlanmasında; hizmet binası, tıbbi malzeme, araç- gereç, yardımcı
sağlık personeli ile bütünleşmiş bir sağlık ünitesinin kurulması, koruyucu ve tedavi edici hizmetlerin belli bir
program dahilinde yürütülmesi gibi konular arka planda kalmıştır. Günümüze yön vermesi açısından tekrar
vurgulanması gereken, ülkemizdeki bu sağlık teşkilatlanmasının temel özelliklerinden birinin koruyucu (halk
sağlığı) ve tedavi edici hizmetleri taşra- kırsal kesimde bir arada sunma niteliğinde olmasıdır (Aydın, 2004:
206).
Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Türkiye’de 55 adet Sağlık Bakanı görev yapmış olup, bir Bakanın
ortalama görev süresi yaklaşık 1,6 yıl olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bahsedildiği üzere Bakanlık bünyesinde
ve sağlık politikalarında köklü yenilikler ve değişiklikler Refik Saydam’ın 14 yıllık Bakanlık dönemi ve Nusret
Fişek’in 6 yıllık Müsteşarlık dönemlerinde, yani istikrarlı dönemlerde gerçekleşebilmiştir. Bahsedilen dönemlere
benzer şekilde bu istikrarı, 2002’de göreve gelerek uzun süre Sağlık Bakanlığı görevinde bulunan Recep Akdağ
döneminde de görmek mümkündür. Cumhuriyet döneminden itibaren ortalama %5 bütçeler ile yönetilen Türk
Sağlık Sistemi, 21. Yüzyılda önemli reformlara imza atmış ve halen dönüşüm süreci içerisindedir. Bu
dönüşüm sürecinin başlıca odaklandığı konular arasında; “kamunun yetersiz kaldığı yerlerde özel sağlık
sektörünün teşviki, idari ve mali açıdan özerk kamu sağlık işletmelerinin kurulabilmesi ve desentralizasyon,
çağdaş işletmecilik anlayışının kamu sektöründe hakim olması, sevk zinciri içerisinde erişilebilir ve insan
haklarına yakışır bir sağlık hizmeti sunma” yer almaktadır
92

