Page 97 - Layout 1
P. 97
tarih çevresi
Taun, Osmanlı coğrafyasında kendini göstermiş olup, bilinen ilk taun salgını 1466-1467 yılları arasında,
Trakya ve İstanbul gibi şehirleri etkilemiştir (Ayar, s.1). 1492-1503 yılları arasında Anadolu toprakları içerisinde
taun çok yoğun olarak görülmüştür (Aksoy, 2010, s. 254). Bundan sonra İstanbul’da 1539, 1573, 1576, 1578,
1591, 1592 ve
1596 yıllarında taun salgını yaşanmıştır. 1615, 1617,
1620, 1637 (Büyük taun), 1650, 1655’de (şiddetli taun) salgınlar etkisini hissettirmiştir (Şehsuvaroğlu,
1953, s.94). Bu salgınlar 1778’de İstanbul’da ve Galata’da aynı zamanda ortaya çıkmış olup 1779- 1783 yılları
arasında Rumeli’deki Osmanlı topraklarına yayılmaya başlamıştır. 1784-1787 yılları arasında ise tüm Osmanlı
coğrafyası içerisinde yayılmıştır. Osmanlı Devleti’nin dört bir köşesinde artık taun vardır. Bu son on yıl
içerisinde Osmanlı topraklarının büyük bir kısmını kasıp kavurmuş ve daha sonralarında ise hemen yok
olmamıştır (Panzac, 2011, s.24). Devem eden süreçte 1803, 1811, 1812, 1813 ve 1834 senelerinde tekrar şiddetli
taun görülmüştür (Şehsuvaroğlu, s. 94).
Sultan II. Mahmud Dönemi (1808-1839):
Sultan II. Mahmud, I. Abdülhamid’in küçük oğlu, müzisyen, hattat, şair olup, otuzuncu Osmanlı
padişahıdır. Annesi Nakşidil Sultan’dır. 20 Temmuz 1785 yılında doğmuştur (Yıldırım, 2006, s.1). Ağabeyı IV.
Mustafa’nın ardından 23 yaşındayken 18 Temmuz 1808 yılında tahta çıkmıştır. Bu padişahın ilginç yanı, Osman
Gazi ve Sultan İbrahim’den sonra Osmanlı Hanedanı’nın üçüncü ve son soy atası olmasıdır (Cevdet 2011, 2:
s.585).
Tahta oturduğu andan itibaren reformlar yapmaya istekliydi fakat dönemin koşulları gereği bunları biraz
geciktirmeye mecbur kaldı. Sonuçta, III. Selim ve IV. Mustafa’nın başlattığı ıslahat hareketini çok önemli bir
noktaya getirmeyi başardı. Yeniçerileri 1826 yılında ortadan kaldırıp Asakir-i Mansure-i Muhammediye adında
yeni bir ordu kurması, askerliği zorunlu hale getirerek uygulaması gibi gelişmeler onun düşündüğü reformların
hayata geçirilmesini sağlamıştır (Gökçe, 2017, 4: s.193). Eğitime çok önem verdi, Sıbyan Mektebi adlı ilkokulu
açtı, Kur’an-ı Kerim, şeriat, coğrafya ve tarih öğretmek için Rüştiye Mektebi’ni kurdu. Ayrıca, tıp ve asker
mektepleri ile ziraat mühendisliği mektepleri açtı. Yine, bulaşıcı hastalıklara karşı özel hastaneler açtı ve tüm
vilayetlerde Tahaffuzhâne adı altında karantina sistemini uygulamaya koydu. Avrupa’nın gelişimlerinden
faydalanmak üzere öğrencileri yurtdışına gönderdi ve devlet görevlileri ile askerlerin üniformalarında değişiklik
yaptı (Yıldırım, s. 55, 60-61).
Sultan II. Mahmud, kendi döneminin bazı isyancılarını ve tehlikeli isyan hareketlerini de bastırdı. Bunlar:
Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa,2 Kölemenler hâkimiyetinin son paşası ve Bağdat Valisi Davut Paşa (1831),
Musul’daki Celilîzâde ailesinin hâkimiyeti (1834) (Braim, 2020, s. 104), Revanduzlu Mehmet Paşa (1836),3
2 Yanyalı Ali Paşa: Tepedelenli Ali Paşa (1740-1822) olarak da bilinir. Rumeli batısında bulunan Arnavutluk
paşasından biriydi ve Yanya’da otururdu. Üç yıl boyunca devlete karşı başkaldırdı. Seksen yaşındayken 1822
yılında öldü ve iktidarı sona erdi. (Sami, H.1308, 3: s. 1626).
3 Mehmet b. Mustafa Kürdî Revanduzlu: Halk arasında Mir Kör adıyla meşhurdur. 1813’te Musul vilayetinin
güneyinde olan Soran bölgesinin hakimi oldu. Yayılmacı politikasını uygulayarak kısa bir sürede İran sınırından
Hasankeyf’e Musul’dan Erbil’e kadar olan bölgeyi elegeçirdi. Merkezî otoriteye karşı tehlike oluşturduğu
için Sultan II. Mahmud’un emriyle 1836’da emirliği ortadan kaldırıldı. (Longerich 1985, s. 343); (BOA. HR,
TO. 421/26).
95

