Page 73 - Layout 1
P. 73

tarih çevresi
       Şekil 3. İlaç keşfi için gerekli çokyönlü işbirligi

       Türkiye’de ilaç keşfi üzerine
       Bilmediğim bir konuda konuşmam doğru olmaz. Ancak, yurt dışından izleyebildiğim kadarıyla, Türkiye’
nin bunca bilimsel yayına karşın ülke dış satımında ileri teknoloji ürünlerinin payı %1,4, dünya ileri teknoloji
ürünleri içindeki payı ise %0,02 dir. (Bursalı, O, 2009). İlaç bulma, diğer buluşlara göre, hem bilimci hem de
işveren açısından, çok daha riskli bir iştir. Yüksek yatırım, üçlü yardımlaşma (devlet--akademi--sanayi işbirliği)
gerektirir. Bütün bunlara karşın, gelişmiş ülkelerdeki anamalcı, sanayici ve temel bilimci bu risklere giriyor ve
sonunda pahalı da olsa, ilacı hastaya ulaştırabiliyor. Ülkemizde bu risklere girecek gözüpek sanayici ve
bilimcilerin, el ele çalışabilecekleri ortam var mı? Paradan da önemlisi, toplumun büyük bir gereksinimini
karşılamak için, ateşli bir girişimcilik ekini (kültürü), icat etme, keşif yapma tutkusu var mı?
       Vergi ve danışmanlık şirketi Deloitte göre Türkiye ilaç pazarı dünyanın en büyük 15 pazarı arasında.
Buna karşın, ilaç sanayii oldukça zayıf ve üretimi teşvik edici politika yok. Yani Türkiye büyük bir ilaç pazarı,
ama yeni ilaç buluşu ve üretimi yok. (Ankarahaber--2010). Dr. Ö. Bekaroğlu’ na göre ise Türkiye’de, petro--
kimya dışında, kimya sanayi yok gibi. Bugün dünyada her yıl 80.000 çeşit kimyasal madde satılıyor ve her yıl
700 civarında yeni kimyasal madde daha üretiliyor; bütün dünyada yıllık kimyasal madde satışı 3 trilyon
dolardır. Bekaroğlu, giderek son yıllarda Türkiye’ de bilimsel makale sayısındaki artışı görüp, övünenlere,
Darwin’in ünlü cümlesini biraz değiştirerek şu yanıtı vermektedir: “Bilim ve teknoloji bir kuşun iki kanadı
gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur...‘Tavuk toplum
önüne atılan bir avuç yemi gagalarken arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.” (Bekaroğlu,
O. 2009).
       İlaç konusuna dönersek; kafa yapısını, düşünce tarzını değiştiremeyen ve yukarıda belirtilen bilimsel
araştırmaların ‘olmazsa olmaz’ öğelerini yan yana getiremeyen toplumlar, ne yazık ki, çok pahalı ve acı hapları
yutmaya devam edeceklerdir. Ancak, bu yalın gerçekler bizi karamsarlığa düşürmemelidir.
       Türkiye’nin ilaç bulma açısından el değmemiş, çok verimli bir toprak olduğu bir gerçektir. Bu yüzden,
ülkemizin yetiştirdiği yetenekli bilimci ve girişimcilerin bir an önce, “ilaç avcılığına” başlamaları ve bunu
başarmaları gerekmektedir. Bu konuda yardımcı olmaktan büyük mutluluk duyarım.

                                                               71
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78