Page 78 - Layout 1
P. 78
tarih çevresi
önermelerin objektifliği bakımından iki ayrı protokol önermesi ortaya çıkmaktadır. Burada tabi ki protokol
önermeler olarak daha nesnel olanın seçilmesi hem doğrulama işleminin geçerliliğini hem de bilimin tartışmazlık
yönüne vurgu yapacaktır. Bu nedenle Carnap, bu türden önermelerin ampirik dayanaklarını sağlamlaştırmak
için bir adım daha ileri giderek, belirli yer ve zaman bildiren tekil ifadelerle bu önermeleri daha objektif hale
getirmeye çalışır (Ural, 2006, s. 90). Örneğin şu aletle şu durum tespit edildi protokol önermesi yerine, A aletiyle
şu zaman ve mekânda yapılan deney sonucunda B durumu gözlendi şeklindeki önerme daha açıklayıcı ve
objektif olacağı için özneler arası (inter-subjektive) bir geçişkenliği de sağlayacaktır.
Carnap’ın bütün bu çabalarının temelinde yatan inanç bilgi ve bilimin kökeninde ampirik öğelerin
olması gerektiği savıdır. Eğer ki sentetik önermeler ile protokol önermelerin deneysel kökeni ve özneler arası
geçişkenliği gösterilemezse, bilimsel önermelerin anlamlılık ve doğru olma durumu da tartışmalı veya geçersiz
olacaktır.
Daha önce de belirtildiği gibi Carnap için asıl sorunsal olan bilim- sel nitelikteki önermelerin nasıl
anlamlı olduklarını ve doğrulandıklarını göstermekti. Bu sebeple bir doğrulama yöntemi olan mantıksal sentaks
projesi öne sürülmüştü. Böylece özellikle teorik nitelikteki önermelerden sentaks kuralları (Dönüştürme kuralları
olan M ve F, kuralları) aracılığıyla protokol önermelerine ulaşarak bilimsel nitelikteki önermelerin anlamlılık
problemi çözülmüştür. Fakat bu seferde teorik bir önermeden çıkarılabilecek gözlem önermelerinin sayısı kontrol
edilebilir sayıda olmadığından kuramın hangi ölçekte doğru ya da yanlış olabileceği problemi gün yüzüne
çıkmıştır. Carnap’ın anahtar örneğinde de belirttiği gibi durum böyleyse kuram hep bir hipotez niteliğinde
kalacaktır. Carnap söz konusu problemin farkına varmasıyla birlikte bir çözüm olarak tam doğrulama
anlayışından vazgeçerek yerine ‘onaylama’ (Confirmation) kavramını öne sürmüştür.
5. Doğrulama (Verification) Yerine Onaylama (Confirmation)
Daha önce de belirtildiği gibi Carnap, çevre düşünürleri ile birlikte bir ifadenin anlamlı olmasını onun
doğrulama yöntemine bağlı olduğu görüşünü kabul ederek mantıksal sentaks kuralları geliştirmiştir. Bu yöntem
aracılığıyla bilim olan ile bilim olmayan ifadelerin anlamlılık problemi bir anlamda çözülmüştür. Fakat bu
aşamadan sonra bilimsel ifadelerin doğrulanma problemi ortaya çıkmaktadır. Bu problem iki şekilde ifade
edilebilir: 1) Sentetik bir önermeden (özellikle teorik nitelikte bir önermeden) sınırsız sayıda gözlem önermesinin
çıkarılabileceği düşüncesi, bilimsel kuramların tam olarak doğrulanamayacağını gündeme getirmiştir (Enouch,
1994, s. 431). 2) Teorik bir önermeden türetilen gözlem önermelerinin objektif olarak nasıl ve hangi koşullarda
doğru olabileceği problemi.
Bu türden eleştirilere karşı Carnap, 1936 yılında Almanca kaleme al- dığı “Wahrheit und Bewahrung”
daha sonra 1949 yılında İngilizceye çevrilen “Truth and Confirmation” adlı yazısında, doğrulama (verification)
kavramı yerine onaylama (confirmation, wahrhiet) kavramını öne sürer. Burada dikkat edilmesi gereken bir
77

