Page 54 - Layout 1
P. 54
tarih çevresi
Faz I, ilacın insana ilk olarak uygulandığı denemelerdir ve genellikle 18 aydan kısa sürer. Faz
I çalışmaları, genellikle az sayıda sağlıklı gönüllünün (20-80 kişi) yanı sıra çeşitli maligniteleri içeren
onkolojik ve hemofili dahil olmak üzere belirli hematolojik hastalıklarda hasta gönüllünün katılımı
ile gerçekleştirilebilir.3,6-8
Faz II çalışmaları “etkililik ve güvenlilik inceleme dönemi” olarak da adlandırılan klinik
araştırma dönemidir. Az sayıda hasta gönüllünün katılımı ile yapılır (~200) ve ortalama 2 yıl kadar
devam eder. İlaç adayının kritik farmakolojik etkilerine dair kanıtların esas olarak ortaya çıkarıldığı
aşamadır. Faz II çalışmalarının amacı, faz I sonuçlarına göre az sayıda hastada ilacın terapötik ve
profilaktik değerini, advers etkilerini ve toksisite dahil olmak üzere güvenilirliğini, optimum dozunu
ve doz aralıklarını saptamak, ilaç adayının faz III denemelerini yapmaya değer olup olmadığını
değerlendirmek, ilacın minimum etkin plazma konsantrasyonu ve minimum toksik plazma
konsantrasyonu arasındaki mesafeyi ifade eden güvenlik aralığını belirlemektir. İlaç adayı önce
tek başına kullanılır, sonra plasebo ve/veya standart bir ilaçla karşılaştırma için randomize, çift kör,
kontrollü denemelere geçilir. Bu dönemdeki kontrollü denemeler, tedavi kronik nitelikte bile olsa
mümkün olduğu kadar kısa tutulmalıdır.9
Faz III, “karşılaştırmalı tedavi ve güvenlilik inceleme dönemi” olarak da adlandırılan klinik
araştırma dönemidir. Çok sayıda hasta gönüllünün katılımı ile gerçekleştirilir (3000-10000) ve 4 yıla kadar
devam edebilir.10 Temel amacı, ilaç adayının terapötik etkinliğinin ve yarar/zarar oranının plasebo ve
standart ilaçlar ile karşılaştırılmasıdır. Genellikle randomize ve çift kör olarak tasarlanan ve çok merkezli
yürütülen araştırmalardır. İlaç adayının etkinliğinin plasebodan üstün olduğu ve standart tedavi ilacından
daha avantajlı olduğunun gösterilmesi ile ruhsat başvurusu yapılabilir. Ruhsat başvurusu yapılan
araştırma ilacı, ilgili sağlık otoriteleri tarafından kalite, etkililik ve güvenlilik açısından değerlendirilir
ve uygun bulunması durumunda ruhsatlandırılır. Araştırma ürünü, piyasaya sunulması için satış izni
verilmesi ile nihayet “ilaç” olarak eczane raflarındaki yerini alabilir. Ülkemizde “T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç
Eczacılık Genel Müdürlüğü”, Avrupa Birliği’nde “Avrupa İlaç Ajansı” ve Amerika Birleşik
Devletleri’nde (ABD) “ABD Gıda ve İlaç İdaresi” yeni araştırma ilacının ruhsat başvurusunun
yapıldığı ve değerlendirildiği sağlık otoritelerinden en fazla tanınanlardır. Diğer ülkelerde de benzer
şekilde ilaç ruhsatlandırılma işlemlerinin yürütüldüğü çeşitli sağlık otorileri mevcuttur.6-10
Ruhsatlandırma ve Pazarlama Sonrası Denemeler Faz IV, “genişletilmiş güvenlilik çalışması”
olarak da ifade edilebilen, ilacın güvenlilik bakımından izlenmesine yönelik pazarlama sonrası
gözetim çalışmalarının yapıldığı klinik araştırma dönemidir. İlacın piyasada bulunduğu süre boyunca
yapılan tüm klinik çalışmalar bu kapsamdadır. Faz IV, önceki faz çalışmalarındaki gibi seçilmiş ve kısıtlı
sayıda hastada değil, pazarlanan ilacın gerçek yaşam koşullarında çok daha fazla sayıda hastanın katılımı
ile yapılır. Çok nadir görülen bir advers etki (<1/10.000), 300.000 veya daha fazla sayıda hastanın izlenmesi
ile ortaya konulabilmektedir. Bu sebeplerle faz IV çalışmaları, hem nadir ve çok nadir görülen hem de geç
ortaya çıkan advers etkilerin saptanmasına olanak sağlar. Bu çalışmalarda ayrıca, tezgah-üstü ilaçlar dahil
olmak üzere diğer ilaçlarla etkileşimler de kapsamlı olarak değerlendirilebilmektedir.10,11
Yıllardır klinik kullanımda olsa bile pazarlama sonrası denetim niteliğindeki bu çalışmalar,
önemli güvenlilik sorunlarının tespit edilmesi durumunda ilacın kısa ürün bilgisinde değişikliğe
gidilmesi, “kara kutu” uyarısının eklenmesi ve hatta ilacın piyasadan çekilmesi ile sonuçlanabilir.
Örneğin; 1960’larda çok etkili bir antiemetik olarak ruhsatlanan talidomid, ilerleyen yıllarda ilacı kullanan
52

