Page 5 - Layout 1
P. 5

tarih çevresi

Klasik Dönem Osmanlı Sağlık Sistemi

(1300-1600)

               İbrahim SOLAK*- Kübra BENLİ**

       GİRİŞ

       İnsanlık tarihi boyunca sağlık sorunları, birey ve toplum açısından hayati bir mesele olmuştur. Hayatta
kalma dürtüsüyle hareket eden insanoğlu, ilk dönemlerinden itibaren hastalık ve yaralanmalarla karşı karşıya
kalmış; bunlara çözüm üretme çabası ise tıbbın temellerini atmıştır. Doğayı dikkatle gözlemleyen ilk insanlar,
özellikle hastalanan hayvanların kendilerini iyileştirme yönündeki içgüdüsel davranışlarını taklit ederek ilk
sağaltım yöntemlerini geliştirmiştir. Zamanla edilinen bu deneyimler sistematik bilgiye dönüşmüş; böylece tıp,
bağımsız bir bilim dalı olarak biçimlenmiştir1. Bu şekilde zamanla oluşan, biriken tıbbî bilgi, Orta Çağ İslam
dünyasında kurumsallaşarak belirli bir teorik çevçeveye kavuşmuştur. Bu zengin birikim, Selçuklular
aracılığıyla Anadolu’ya da taşınmıştır. İslam ilmini ve onun ayrılmaz bir parçası olan tıbbı benimseyen Sel-
çuklular, Anadolu’da çeşitli sağlık yapıları inşa etmiş; Osmanlı Devleti ise bu mirası yalnızca siyasî ve kurumsal
olarak değil, aynı zamanda ilmî düzeyde de devralmıştır2. Ancak kendilerine aktarılan bu bilgi birikimini pasif
bir şekilde muhafaza etmekle yetinmemiş; yeni kurumsal yapılar, teorik yaklaşımlar ve uygulama biçimleri
geliştirerek tıp alanında kendine özgü bir sentez oluşturmuştur. Klasik dönem olarak adlandırılan bu süreçte,
Osmanlı tıbbı İslam tıbbının temel ilkelerini muhafaza etmekle birlikte tanı ve tedavi usûllerini büyük ölçüde
gözleme ve tecrübeye dayalı yöntemlerle zenginleştirmiştir. Dinî esaslarla ampirik bilgi arasında kurulan bu
denge, dönemin tıbbî anlayışına yön vermiştir. Kurulan dârüşşifalar, salgın hastalıklara karşı alınan tedbirler,
uzmanlaşmış sağlık personeli ve dönemin öne çıkan hekimleriyle Osmanlı sağlık sistemi, çağdaşlarına kıyasla
dikkate değer bir gelişmişlik düzeyine ulaşmıştır3. Bu çalışmada, klasik dönem Osmanlı sağlık sistemi iki ana
başlık altında ele alınarak hem sağlık çalışanlarının meslekî profilleri hem de dönemin temel sağlık kurumları
tanıtılacaktır. Birinci bölümde hekim, cerrah, kehhâl, eczacı ve ebe gibi sağlık çalışanları ele alınacak; ikinci
bölümde ise dârüşşifalar, cüzzamhaneler ve bimârhâneler gibi başlıca sağlık kurumları incelenecektir.

       A. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKÎ PROFİLLERİ

       Osmanlı Devleti, halkın sağlık ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çok yönlü bir sağlık yapılanması
geliştirmiştir. Vakıflar aracılığıyla finanse edilen hastaneler, sosyal kuruluşlar, sağlık eğitimi veren okullar, özel

* Prof. Dr., Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kahramanmaraş/Türkiye, isolak@ksu.edu.tr
** Dr., Ordu/Türkiye, kbrbnlkbr@outlook.com
1 Esin Kahya - Ayşegül Demirhan Erdemir, Bilimin Işığında Osmanlıdan Cumhuriyete Tıp ve Sağlık Kurumları, Ankara 2000, s. 1; Sa-
bahattin Aydın, “Modern Tıp Penceresinden Osmanlı Tıp Anlayışına Bakış”, Osmanlılarda Sağlık, C. I, (ed. Çoşkun Yılmaz - Necdet
Yılmaz), İstanbul 2006, s. 27-28.
2 Nil Akdeniz, Osmanlılarda Hekim ve Deontolojisi, İstanbul 1977, s. 16-17; Bedi N. Şehsuvaroğlu - Ayşegül Erdemir Demirhan vd.,
Türk Tıp Tarihi, Bursa 1984, s. 3; Süheyl Ünver, “Türkiyede Tababet ve Hıfzıssıhha Tarihi Hakkında”, Türk Tıp Tarihi Arşivi, (haz. Sü-
heyl Ünver - Feridun Nafiz Uzluk), S. 1, İstanbul 1935, s. 25.
3 Akdeniz, Hekim ve Deontoloji, s. 16-17; Süheyl Ünver, Tıb Tarihi Tarihten Önceki Zamandan İslam Tababetine ve İslam Tababetinden
XX. Asra Kadar I ve II. Kısımlar, İstanbul 1943, s. 104-106.

                                                                3
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10