Page 64 - Layout 1
P. 64

tarih çevresi

Savaşlar ve Tıbbiye

                     Prof. Dr. Ayten Altıntaş*

       Tıp eğitimimizde önemli bir dönem 1912-1922 yılları arasındaki on yıllık savaşlar dönemidir. Balkan
Savaşı ile başlayan dönem, I.Cihan Savaşı, Çanakkale savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile Tıbbiyelilerin de içinde
oldukları çok zor ve acılarla geçen bir dönemdir.

       Osmanlı Devleti’nin katıldığı savaşlar birbirinin ardınca devam etmiş, büyük bir ıstırap her yerde baş
göstermişti. Tıbbiyede tıp eğitimi verenler ve tıp eğitimi alanlar da bu acı ve ıstırabı en yakından yaşamışlardı.

       Bu dönemde Tıp eğitimi Haydarpaşa’daki görkemli binasında yapılıyordu. Bu bina Sultan Abdülhamit
tarafından yaptırılmış 1903 yılında Askeri Tıbbiye, 1909 yılında da Sivil Tıbbiye buraya taşınmıştı. II.
Meşrutiyetin ilanından sonra askeri ve sivil tıp eğitimi veren iki Tıbbiye resmen birleştirilmiş, Darülfünun Tıp
Fakültesi olarak çalışmalarına devam etmişti.

       Osmanlı Devleti 1853 yılında çıkan Kırım savaşı, 1876 yılında çıkan Osmanlı Rus Savaşıyla birçok
yönden yara almıştı. Bu durum Tıbbiyeyi de etkiliyordu. Her savaşta asker olan hocalar ve üst sınıflardaki
hekim adayları askere alınıyor ve ölüm herkes gibi onları da vuruyordu.

       1912 yılında başlayan Balkan Savaşı Osmanlıyı her yönden zor durumda bırakmıştı. Bütün olayları
dikkatle izleyen Tıbbiyeliler büyük üzüntü içindeydiler. 1912 yılının Ekim ayında seferberlik ilan edildi. Bu
tarihte Darülfünun Tıp Fakültesindeki derslere de ara verildi. Hocalar ve son sınıftaki hekim adayları askeri
birliklere atandılar. Askeri öğrenciler talimlere alınıyorlardı. Tıbbiye binasının her yeri hastaneye çevrilmişti.
Gemilerle getirilen yaralılar burada tedaviye alınmıştı. Klinik yatakları yaralılara kâfi gelmeyince dershaneler,
koğuşlar hatta koridorlar bile hastane görevi görmeye başladı.

        Ekim 1912 den Mart 1913 tarihine kadar 6 ay boyunca Tıbbiye resmen kapatıldı. Öğrenciler yaralılara
yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Gülhane Tatbikat Mektebi de yaralılar için hastane görevi yapıyordu. 16 Mart
1913 de Tıbbiyenin açıldığı ve derslere başlanacağı ilan edildi. Savaştan dönen hocalardan sağ kalanlar eğitime
tekrar başladılar, tabii sağ kalan öğrencilerle.

       Balkan Savaşından hemen sonra başlayan I. Cihan Savaşı bu öğrencilere ikinci bir şok olmuştu. Savaş
başlayınca askeri öğrenciler 6 ay talimgâhlara gönderilmişlerdi. Avrupa tarafında Ayaz ağa’da ve Asya tarafında
Bostancıda silah talimleri başlamıştı. Savaşın büyüyerek devam etmesiyle Tıp Fakültesi 1 yıl okulun kapandığını
ilan etti. Hocalar gereken cephelere gönderilmiş, tıbbiye son sınıf öğrencileriyle 3. 4. 5. sınıf öğrencileri askeri
birliklerde görevlendirilmişlerdi. Son sınıfın en çalışkan ve bilgili öğrencileri Kafkasya cephesine gönderildi.
Orada çoğu tifüs hastalığından ölmüştür. Fakülte gene “Mecruhin= Yaralılar” hastanesi oldu. Cephedeki
tıbbiyeliler ölümle burun buruna yaralılara yardım etmeğe çalışıyorlardı. Talimgâhlardaki tıbbiyeliler ağır askeri
eğitim ve açlıkla mücadele ediyorlardı.

* İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı, aaytenaltintas@gmail.com

                                                               62
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69