Page 28 - Layout 1
P. 28

tarih çevresi

ile aralıksız hizmet eden, güvenilir kişiler olmalıydılar.
       İlaç hazırlama işinde önemli bir görev de “Kilerci” ye düşüyordu. ambarcı, mahzen emini de denilen bu

kişilerin görevi ilaçların, ilaç malzemelerin korunması ve gerektiğinde verilmesi idi. Emin-i mahzen iki kişi
idi ; “… darüşşifa mahzenine konan devalar, şuruplar, eczanın koruyucusu olup, mahzenin kapısını vakfın nazırı
darüşşifa tabibi ve katip huzurunda açıp ilaçları teslim eden, güvenilir, emin, dürüst, dindar, doğruluktan
şaşmayan” kişiler olmalıydı. Kilerci ambarı koruyan, malzemeleri yerleştiren, çıkarılacakları çıkaran,
ambardaki malzemenin yerini ve miktarını bilen kişiler olmalıydı.

       Darüşşifalarda Kullanılan İlaçlar
       Darüşşifalarda hastalar için hazırlanan ilaçlar çok önemli idi. Haftada iki gün de dışarıdaki hastalar için
bedava ilaç dağıtılırdı. Bu ilaçlar nelerdi ve nasıl hazırlanıyordu. Darüşşifalarla ilgili belgelerde bu bilgilere
ulaşabiliyoruz. Bir de tedavi kitaplarında gerek Selçuklular döneminde gerekse Osmanlılar döneminde en çok
kullanılan ilaçlar bilgisine ulaşabiliyoruz. Hekimin o hasta için özel olarak hazırladığı formülün dışında;
Ateşlenmelerde, baş ağrılarında, mide ağrısı ve kusmalarda, döküntülü deri hastalıklarında , uykusuzluklarda,
mafsal ağrılarında bilinen ve çok kullanılan belli formüller vardı. Bunlar darüşşifa eczacıları tarafından büyük
miktarlarda belli formüllere uygun olarak hazırlattırılırlar ve ambarlarda saklanırdı. Uzun süre bozulmayacak
bir yapıda hazırlanan bu ilaçlar ihtiyacı olanlara verilirdi.
       Bu ilaçlar; merhemler , macunlar, şerbetler, haplar şeklinde olurdu. Gerek Selçuklular döneminde gerekse
Osmanlılar döneminde hekimlerin darüşşifa ambarında bulunmasını istedikleri belli ilaçlar vardı. Bunlardan
en önemlileri “Tiryaklar” dır. Tiryak denen ilaçlar her derde deva olan ve özellikle zehirlenmelerde mutlaka
alınması gereken ilaçlardır.
        Tiryakların etkileri; Hastalanmadan önce veya hastalandıktan sonra vücudun bağışıklığını arttırmak
veya akrep, yılan sokması , zehirlenmelerde etkili olmasıydı. Tiryaklardan özellikle en önemlisi ve altından
daha değerli olanı “Tiryâk -ı Faruk” idi. Tiryak-ı Faruk hem tedavisi zor olan bir çok hastalık, hem de zehirli
yılan ve böcek sokmalarında etkilidir. Bu ilacın formülünde yılan etinin de yer aldığı kırktan fazla etkili madde
vardır. İçine giren maddelerin dozları ve hazırlanışı çok önemlidir ve hekimlerin çok özenle imal etmesiyle
hazırlanırdı. Bu hazırlanan terkip altı ay sonra kullanılmaya başlanır ve bekledikçe kıymetlenirdi. Darüşşifalarda
ilaçlar için yeterli para ayrıldığından bu ilaç da hazırlatılırdı. Bu hazırlatılamazsa diğer etkili tiryaklardan olan
ve sekiz maddeden hazırlanan “Tiryak-ı semaniye” diğeri de dört maddeden yapılan “Tiryâk-ı erbaa” dır.
Vücudun bağışıklığını arttıran ve zehirlenmelerde etkili olan bu tiryaktaki dört madde; defne tohumu, centiyane,
mürr, ziravent dir.. Bu maddeler dövülüp elekten geçirilip kef’i alınmış balla karıştırılıyordu.

                Darüşşifalarda macunlar özellikle hazırlanır ve gerektiğinde sulandırılarak şerbet şeklinde veya
macun şeklinde verilirdi. Klasik Osmanlı döneminde ilaçların önemli bir kısmı macunlardır. Tedavi edici
bitkileri alınması kolay bir hale getiren macun şeklindeki ilaçlar aynı zamanda saklanması bakımından da çok
uygundu.. Bu macunlardan Beladır Macunu; Felç, inme, tutulma gibi hastalıklarda çok kullanılan ve özellikle
balgami mizaçlı hastalar için hekimlerin çok kullandığı bir macundur. Akıkarha, çörek otu, fülfül, eğir, kasnı,
hardal, defne yemişi gibi otlardan bal ile kaynatılarak hazırlanırdı. Feylezoflar macunu. Sindirime yardım
eden, iştahı açan, balgamı kesen ve diş diplerini kuvvetlendiren özelliklere sahip macundu. Zencefil , tarçın,
ziravent, salep, köknar ağacı meyvesi , raziyane, hindistan cevizi içi, kızıl üzüm gibi maddelerin dövülüp elenip,
toplam ağırlığının iki misli kadar bal ile macun haline getirilmesiyle hazırlanırdı. Macun-u Firbehi; Hastaların
kuvvetlendirilmesi için hazırlanan bir macun olup İbni Sina’nın formülüne göre hazırlarlardı. Kızıl behmen,
kesira, kehriba, haşhaş tohumu, susam tohumu gibi maddeler dövülüp tereyağıyla pişiriliyor, daha sonra özel
bir şekilde şeker ile macun haline getiriliyordu.

       Darüşşifalarda hazırlanan şerbetlerden birkaç örnek verecek olursak ; Gül şerbeti: Ateşlenmeler

                                                               26
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33