Page 6 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 6

tarih çevresi

GİRİŞ

Batı’davarlıklarınizahından,davranışlarınizahınakadarbirçokdurumuizahtakullanılanyaygındüşüncel-
erden biride “fonksiyonalizm”dir. Bir cümleyle Fonksiyonalzm; varlığın varlık sebebi fonksiyonudur.
Bütün varolanlar bir fonksiyonu icra etmek üzere varlığa getirilirler. Fonksiyonları varoldukça mevcudi-
yetlerini sürdürürler. Fonksiyonu bitmiş varlıklar tarih sahnesini terk ederler… şeklinde özetlenebilir.
Kervansaraylar da tarihe mal olmuş köklü müesseseler olarak bu varlık kapsamındadır-
lar. Onlarda yukarıda bahsedilen fonksiyonalizm teorisine tabidirler. Yani bir fonksiy-
onu icra etmek üzere kurulmuşlar, fonksiyonlarının devamına paralel olarak varlıklarını
sürdürmüşlerdir. Nihayet Varlık- Fonksiyon ilişkisinin kaçınılmaz sonucu olarak artık mevcudi-
yetlerini yitirmişlerdir. Onların fonksiyonlarını başka kurumlar üstlenmiş durumdadırlar.
Yaklaşık on asır insanlık hizmetinde bulunabilmesinden, ne hayati bir fonksiyon gerçekleştirmiş
olduğu hakkında bir kanaate ulaştığımız kervansaraylara Türk-İslam dünyası minnet borçludur.

I. KERVANSARAYLARIN FONSİYONLARI

I.I. Askeri Fonksiyonları

Temelde; “Ribatın kuruluşu, cihad farizasına, İslam ülkesinin silah ile korunması ve genişletilmesine
dayanır. Bizans ülkesinde de, Prokopius’ta da bahsedilen, Kartaca’da denize yakın bir yerde ki Man-
dra-Kion gibi, müstahkem manastırlar vardır; fakat bu manastırlardaki keşişlerin herhangi bir askeri
rol oynadıkları şüphelidir. Buna karşılık ribatın devamlı veya geçici sakinleri (din) mücahidleridir.
Ribatlar her şeyden önce İslam ülkesi hudutlarının tehlikeli noktalındaki müstahkem mevkiler, ordu-
ların toplanma yerleridir”1.

Onların fonksiyonları arasında en hakim olanı fetih amaçlı askeri işlevi olmak gerekir.
Türk İslam Coğrafyasında, Ribatlar umumiyetle hudutlarda stratejik ehemmiyeti olan başlıca yerlerde
kurulmuş müstahkem mevkilerdir ki, bilhassa ilk zamanlarda, cihad için gelen gönüllüler burada to-
planırlar; düşman hücumu karşısında, müdafaasız yerlerde yaşayan civar halkı buralara gelip barınırlar.

“Tıpkı Bizans hudutlarındaki küçük müstahkem mevkiler gibi, İslam Ribatları da bir müdafaa du-
varı ile çevrilmiş, binaları, ambarları, ahırları ve bir tarassud ve işaret kulesini ihtiva eden ve içinde
bir mescid ile bir hamam da bulunan bir birlikdir; mevkilerinin ehemmiyetine göre bunlar muhtelif
büyüklük de olurlar; ve hudutlar üzerinde bir müdafaa silsilesi halinde devam ederler. İlk zaman-
larda Ribatların daimi muhafız kuvvetleri gönüllülerden ibaretti; sonraları İslam devletlerinin
teşkilatı büyüyüp kuvvetlendikten sonra, buralara muntazam askeri kıtalar yerleştirilmeğe başlan-
mış ve harp zamanlarında ayrıca gönüllüler de eskisi gibi buralarda toplanmağa devam etmişlerdir.

Stratejik mevkilerinin ehemmiyeti dolayısı ile bazı Ribatların, devlet teşkilatının kuvvetlendiği son-
raki zamanlarda adeta büyükçe bir şehir haline geldiği görülüyorsa da, ilk asırlardaki Ribatların
daha ziyade küçük mikyasda bir müstahkem mevki olduğu söylenebilir: Yalnız Maveraünnehr’de

                                               8
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11